31 Mart 2011 Perşembe

Tavuklu KaraLahana Çorbası



Merhabalar sevgili dostlar:))
Nasılsınız görüşmeyeli?, hepinizi o kadar çok özledim ki anlatamam ama çok şükür ki artık evde internet bağlantımız var:) Nisanın ortası derken daha başında kavuştum:))Dün akşamdan beri net var evimizde ve ben kaldığım yerden devam etmek hepinizi bir bir ziyaret etmek istiyorum..Çok özledim.. Nasıl alışmışız birbirimize :)
Anlatacak çok şey var lakin hepsini birgüne sığdırmak istemiyorum:) o yüzden doğu karadenizin ve tüm karadenizin en güzel tariflerinden olan lahana çorbası ile yola devam ediyorum:)
Canım Çıtır Galetam "ıyyy, böögg" gibi terimler kullansa da bu çorba için son derece nefis ve kokusuz bir çorba besleyiciliğinden bahsetmiyorum bile:)) Karadeniz insanının enerjisini aldığı başlıca lezzetlerden bence bu çorba, bakliyat ve baharat ilaveleri ile renklendirebiliyorsunuz ayrıca tamamen ufkunuza kalmış:) Ben ek besin olarak tavuk eti tercih ettim bu kez:)
Buyrun bakalım nasılmış,


Malzemeler:
1 bağ karalahana ve haşlamak için sıcak su
1 çay bardağı haşlanmış barbunya
1/2 çay bardağı pilavlık bulgur
1 adet soğan
250 gr. tavuk göğsü
Tuz, karabiber, kırmızı pul biber
2 diş sarmısak
2 çorba kaşığı mısır unu
Aldığınca sıcak su
Üzerine:
2 çorba kaşığı tereyağı



Yapılışı:
Lahanalar öncelikle kaynar suda 5-6 dk. haşlanıp bir kenara alınır, soğuduktan sonra ince ince kıyılır.
Soğan yemeklik doğranıp tencerede çok az yağda pembeleştirilir ve üzerine kuşbaşı doğranmış tavuk etleri alınıp sotelenir, daha sonra sırası ile, ince kıyılmış lahanalar, barbunyalar, havanda dövülmüş sarmısaklar, bulgur ve baharatları eklenip üzerini iki parmak geçcek kadar suyu da verilerek pişmye bırakılır..
Ocaktan almaya yakın, suyunun kıvam alması için; mısır unu çok az suda alıştırılıp çorbaya eklenir iki taşım daha kaynatılıp ocağın altı kapatılır..
Küçük bir tavada kızdırılan tereyağı çorbanın üzerine gezdirilip servis edilir..

Afiyet olsun!

25 Mart 2011 Cuma

Çikolatalı Kalp Muffinler ve Yeni Hayat :)


Merhabalar sevgili dostlar…
Nasılsınız görüşmeyeli, bendeniz kardeşiniz çok çok iyiyim yeni evimize, yeni hayatımıza, yeni komşularımıza alışmaya uyum sağlamaya çalışıyoruz…
16 Nisan Çarşamba günü sabah erkenden eşyalarımızı yüklediler kamyona, kamyon çıktı yola.. Peşinden biz.. Diyar diyar gezdim deyim yerinde ise..
Yollar Güzelim Kastamonu’m dan aldı bizi 11 saat boyunca toplam 750 km. süren yolculukta, birbirinden değişik, tabii güzelliğinde olan şehirlere götürdü.. Kısaca aklımda kaldığı kadar sıralayacak olursam gezdiğimiz il ve ilçeler şöyle; Tosya, Kargı, Osmancık, Merzifon, Gümüşhacıköy, Havza, Kavak, Samsun Merkez, Tekkeköy, Çarşamba, Terme, Ünye, Fatsa, Ordu Merkez, Bulancak, Giresun Merkez, Keşap, Espiye, Tirebolu, Doğanyurt, Kürtün ve Gümüşhane …
Kıvrım kıvrım kıvrılan yollar, her şehirde değişik hayatların arasından geçiriyor insanı, Anadolu’nun tadına doyulamaz kesinlikle.. İnsan manzaraları birbirinden renkli, doğallığı bozulmamış, tertemiz sokaklar, tertemiz yollar, tertemiz doğa.. Hala Anadolu’nun koynuna kendini atmamış olanlarınız varsa mutlaka bu deneyimi yaşayın derim..
Memleket hasreti şimdiden kabardı yüreğimde aslında, çok özledim inşallah Haziran ayında gideceğiz, seçimler sebebi ile..
Buradan bahsedecek olursam, taşıma şirketine verdiğimiz eşyalar bizi hiç yormadı.. Zira iki blok halinde küçük bir sitede ikamet ediyoruz, yedi katlı binanın yedinci katında, bu küçük şehir ayaklarımızın altında sanki, yerleşme işlerine karşı komşumuz Mevlüde Teyze çok çok şaşırdı çok çabuk  gerçekleştirdik çünkü :), Çok şirin öğretmen emeklisi bir hatun kişi Mevlüde Teyze ve geldiğimiz günden beri can yoldaşı bize sağolsun..
İki dağın arasından geçen Harşit Çay’ ı gibi, bir nehir misali kurulmuş bu şehir, Anadolunun birçok şehri gibi terk edilmeye mahrum olmuş ne yazık ki, yurtdışına ve ülkemizin büyük şehirlerine çok büyük göçler veren Gümüşhane bugün 26.000 civarındaki nüfusu ile kendi halinde yaşayıp giden bir şehir..
Allah’ a şükürler olsun ki çok çok iyiyiz, mutluyuz burada da.. Hepinizi çok özledim.. Canım dostum Çıtır Galeta’m sağolsun haberleri iletiyor bana Nisan ayının ortası gibi inşallah yeni bilgisayarıma ve internete kavuşacağım bol bol hasret gidermeye zamanımız olacak Bu yazımı net cafelerden bile bloğuma giremediğim için Çıtır Galeta’m yayınlayacak, belki bu cümleyi okurken gülmüştür:) Kimbilir :D
Son olarak Maggi yarışmasından bahsetmek istiyorum Geçtiğimiz aylarda bir yarışmaya davet edildiğimden bahsetmiştim sizlere.. Sevgili Yasemin Sümengen’ in nazik daveti beni hem sevindirmiş, hem de çok umutlandırmıştı.. Çok çok acemi olduğum halde davet almış olmak büyük bir onur benim için.. Bizlere yolladıkları kocaman sepet bu gururumu daha da okşamıştı, sizlerle de paylaşmak istedim..  Yarışmada kendime ve tüm katılanlara başarılar diliyorum..:)

Ve tarifim canım Çıtır Galeta’m hadi tarifff ekleeee diye feryat ettiğinden onu kıramıyorum ve benim için çok değerli bir arkadaşım için hazırlayıp yolladığım bu cici kekleri paylaşıyorum sizlerle..
Bu kekler yeni evimizde yaptığım ilk tarif sayılır ayrıca:)
 Malzemeler:
9 adet muffin için
2 adet yumurta
3/4 su bardağı toz şeker
¾ su bardağı yoğurt
¾ su bardağı fındık yağı
4 çorba kaşığı kakao
1 su bardağı damla çikolata
1 paket kabartma tozu
1 pk. Gourmet vanilin
Yarım çay kaşığı karbonat
2,5-3 su bardağı un

Yapılışı:
Yumurtalar, şeker ve yoğurt krema kıvamına gelene dek çırpılır, karışıma sırası ile fındık yağı, karbonat, kabartma tozu, vanilin, kakao ve un eklenip hafif yoğun bir kek karşımı elde edilir..
En son damla çikolatalar eklenip kaşıkla harca yedirilir ve muffin kalıplarına paylaştırılıp önceden ısıtılmış 150 derecelik fırında pişirilir..
Fırından çıkıp ilk sıcaklığı çıkınca kalıplardan çıkarılıp ılık veya soğuk servis edilir..

Afiyet bal şeker olsun ..

Görüşmek dileği ile, sevgiler benden...

13 Mart 2011 Pazar

Patatesli Ayçöreği

Merhabalar sevgili dostlar:)
Nasılsınız?
Hala biraz tatsızlık hissediyorum bloglarda ama epey kıpırdanma başladı:)
Ben taşınma telaşındayım babam döndü bugün Gümüşhaneden, çarşamba günü bir aksilik olmazsa,Allah izin verirse taşınıyoruz inşallah...
Sizlerden ayrı kalmamaya çalışacağım babam yeni bilgisayarımı nisan ayının başında alabilirm ancak diyor, tamam dedim neyapayım:) ozamana kadar net cafeden idare edeceğim ama yinede sizlerle olmaya devam edeceğim:))
Hakkımızda herşeyin hayırlısı, mutluyum iki ayda bir de olsa köye geleceğiz hem, güzel olacak..
Gidişle birlikte kendime daha bir çeki düzen vermeye karar verdim.. Gerek dış görünüşüm, gerek hayat görüşüm herşeye bir nebze çeki düzen vermeye, bir reforma gitmeye karar verdim:) Yepyeni bir Deniz olacağım nasipse:))
Birde bugün harika bir haber okudum sevgili Selma'cığımın bloğunda, ikinci bebeğini almış kucağına geçtiğimiz çarşamba..Allah hayırlı ve sağlıklı bir ömür nasip etsin miniğe:))
Bugünse sizlerle patatesli ayçöreğimi paylaşmak istiyorum, yapalı epey bir zaman oldu hatırlarsanız bloglarda bir ara ayçöreği furyası vardı:) Bende kapılmıştım ve yapmıştım:) Zaten sürekli yapıyorum :)
Hala yapmayan veya yeni öğrenen herkes için geliyor tarifim:)


Malzemeler:
5 su bardağı un
Yarım su bardağı süt
2 yumurta akı
Yarım su bardağı sıvıyağ
1 tatlı kaşığı tuz
1 çorba kaşığı kuru maya ve mayayı ıslamak için ılık su
Arasına:
3 adet haşlanmış patates
Yarım demet maydonoz
1 soğan rendesi
3 çorba kaşığı kaşar peyniri rendesi
Tuz,karabiber
Üzerine:
Susam-çörekotu

Yapılışı:
Maya komposto kasesine alınır ve üzerine 1 çay kaşığı kadar toz şeker alınıp ılıık su ilave edilerek kabarması beklenir.
Un ve tuz yoğurma kabına elenir ortası havuz gibi açılır kabarmış maya ilave edilir maya hamur ile özleştirilir ve yumurta akları, süt ile sıvıyağ eklenir, yoğrulur. Hamur sert olursa su ilavesi yapılır yumuşak olursa eğer un ilavesi ile ele yapışmayacak bir hamur elde edilir. Sıcak bir ortamda üzerine nemli bir bez örtülerek 2 saat kadar mayalandırılır.
İç malzeme için patatesler rendelenip, rendelenmiş soğan, kaşar peyniri rendesi, incecik kıyılmış maydonozlar, tuz ve karabiber ile iyice karıştırılır..
Sonra hamurdan iri bezeler yapılır ve her beze merdane ile açılıp aşağıdaki resimdeki gibi kesilir.

Kesilmemiş kısmına iç malzemesi konulup içe katlanır aynı yönde sarılıp ay şekli verilir.

Tüm bezelere aynı işlem tekrarlanıp yağlanmış fırın tepsisine sıralanırlar..Üzerlerine yumurta sarısı sürülüp susam çörek otu serpildikten sonra 180 dereceye önceden ısıtılmış fırında pişirilir..


Afiyet bal şeker olsunn :)

11 Mart 2011 Cuma

Tırtıl Kurabiye


Merhabalar dostlar:)
Nasılsınız?
Dedim ya yoğun günler yaşıyorum diye, sizlere uğrayamıyorum felan.. Sebebini soran arkadaşlarım oldu:) Açıklayayım istedim...
Biliyorsunuz ki memleketimi, köyümü çok çok seviyorum..Lakin hayat bazen bizleri sürükleyebiliyor rüzgarında..
Gümüşhaneden geçen yıl mayıs ayında dönmüştük ama babam bağlarını koparmamış ve sürekli gidip gelme yapıyordu orayla..
Buna bir son vermek amacıyla, babama yapılan bir teklif çok çok makul geldi bize, günümüz şartlarında haytımızı kazanmakta, geçinmekte çok zor.. Hele Anadolu'da çok daha zor.. Reddedilmeyecek bu teklifi babamda fikrimizi alarak kabul etti ve yine bize Gümüşhane yolları göründü canlarım.. Evet taşınıyoruz!!!
Hemde önümüzdeki hafta.. Köye iki ayda bir sürekli gelip gideceğiz ama ne varki gidiyoruz:) Üzülüyormuyum? Biraz ama bizler için daha güzel imkan ve şartlar olacağından seviniyorum.. Ne derler bilirsiniz, insanın doğduğu değil, doyduğu yerdir asıl yeri:) Her yer memleketimiz, her yer vatanımız o yüzden mutluyum..
Evimiz bugün kiralandı Gümüşhanede, 7 katlı bir apartmanın 7.katında oturacağız nasipse:)
Sizlerle bağlantımız da kopmayacak:) Babam bilgisayrımı yenileme sözü verdi hemde gider gitmez:)) Harika:) Çünkü o da biliyor buraları ve buradaki dostlarımı nasıl sevdiğimi:)
Bu yıol sizlere köye gelip gittikçe köyümüzden, doğu karadenizde gezdikçe oralardan bol bol fotoğraf paylaşacağım eminim:))
Hem belki Gülbeşekerim de gelir oraya karşılaşırız:))
Benimle ve ailemle ilgili bunca haberden sonra güzel bir kurabiye tarifi vereyim sizlere:) Hım? Hepimizin bildiği artık klasikler arasına yerleştirdiğimiz bir kurabiye:) Bende de tarifleri vardı ama fotoğrafları kötü olduğundan yenilemeye karar verdim:) Yaptığımda yeniden fotoğrafladım ve sizlerle buluşturuyorum:))

Malzemeler:
125 gr. margarin

1 çay bardağı sıvıyağ
2 çay bardağı tozşeker
2  yumurta
Yarım pk. kabartma tozu
1 pk. vanilya
Aldığınca un (aşağı yukarı 4-4,5 su bardağı)
Piştikten sonra:
reçel, çikolata
hindistan cevizi, toz fıstık
Yapılışı:
Kabartma tozu, vanilya, kakao ve un hariç tüm malzemeler karıştırılır.
İçerisine 2 çorba kaşığı un, kabartma tozu ve vanilya eklenip tekrar karıştırılır.
Azar azar un ilavesi ile yumuşak bir hamur yapılır.
Tırtıl kurabiye aparatı ile hamur şekillendirilir yağlı kağıt serili tepsiye dizilir.
Hamurun tamamı şekillendirildikten sonra 170 derecede pişirilir.
İsteğe bağlı olarak bir ucu reçele veya çikolataya bndırılıp, hindistan cevizi ya da fıstığa batırılarak servis edilir..

Afiyet bal şeker olsun :)

9 Mart 2011 Çarşamba

Zeytinyağlı Portakallı Yer Elması


Merhabalar:))
Nasılsınız dostlar?
Lapa lapa yağan kar eşliğinde sıcacık kuzinenin yanıbaşında yazıyorum sizlere:)
Biliyorum ki güzel yurdumuzun birçok yerinde de aynı şey söz konusu, ama eskilerin de dediği gibi, kar berekettir, rahmettir..
Bloglardaki kıpırdanmalar beni hayli sevindirdi doğrusu, yavaş yavaş hayat buluyoruz, dönüyoruz ne dersiniz?
Bende bu heyecana kapılıp biriktirdiğim onlarca tarifimi yavaş yavaş paylaşmaya başlıyorum sizlerle:)
Bugün yer elması var menüde, portakallı zeytinyağlı:)
Bu tarifi bir dostumdan öğrendim, ona artık dostum diyebilirim çünkü yediğimi, içtiğimi, içimde kalan herşeyi, gecemi,gündüzümü paylaşıyorum onunla uzakta olsak birbirimize gönüller bir :)
Link vermeyeceğim istemiyor çünkü:)
Ama iyiki var o:) Çok seviyorum ben onu :))
işte bu dostumdan öğrendiğim nefis bir tarifi paylaşıyorum sizlerle bugün:) Bana ithaf edilmiş bir tarif bu:))
Bakalım beğenilecek mi?

Malzemeler:
1,5 kg. Yer elması
1 soğan
1 havuç
1 portakal
1 çorba kaşığı tozşeker
1 tatlı kaşığı tuz
Zeytinyağı

Yapılışı:
Yer elmaları soyulup büyüklüğüne göre parçalara bölünür ve limonlu suda bekletilir..
Havuç soyulup yuvarlak yuvarlak doğranır ve zeytinyağında sotelenmeye başlanır.
İçerisine suyu süzülmüş yer elmaları eklenir sotelemeye devam edilir, soğanlar piyazlık doğranıp ilave edildikten sonra portakalın suyu sıkılıp üzerlerine gezdirilir, tuzu ve şekeri verilip pişmeye bırakılır..
20-25 dk. sonra ocaktan alınır, ılık veya soğuk servis edilir..

Afiyet bal şeker olsun:)

7 Mart 2011 Pazartesi

Dumanı Üstünde Kıymalı Barbunya


Merhabalar dostlar:)
Nasılsınız? Bugünlerde yoğun günler yaşıyorum, ziyaretlerinize gelemiyorum kusuruma bakmayın..
Yasaklı olmamıza rağmen uğrayan yorum bırakan tümm dostlarıma teşekkürler, burukluğumuz üstümüzde ama yılmadan yazmaya devam ediyoruz...
Lapa lapa kar yağıyor dün akşamdan beri buralara:) Soğukta içimiz ısınsın diye bir barbunya pişirdik anacığımla, dumanı üstündeyken paylaşayım istedim sizlerle de:) İçinizi ısıtsın, sıcacık tutsun inşallah:))
Bahçeden buzluğa koyduğumuz barbunyaların tadı bambaşka:))
Afiyet bal olsun:)

Malzemeler:
500 gr. barbunya
1 lt.su (haşlamak için)
2 adet kuru soğan
200 gr. kıyma
1 adet çarliston biber
2 çorba kaşığı salça

sıcak su
Tuz, Kırmızı pul biber
Yapılışı:
Barbunya dondurucudan çıkarılıp, geceden ılık tuzlu suda ıslatılır.
Ertesi sabah 1 lt kadar suda tuz ilavesi ile haşlanır.
Bir tencerede yemeklik doğranan soğanlar diriliğini kaybedene kadar kavrulur ince kıyılmış biberi eklenir, kıyması eklenip kavurmaya devam edilir, salçası ve tuzu ilave dilip yaklaşık 2 su bardağı su ilave edilir ve haşlanıp süzülen barbunyalar içine eklenir. Gerekirse biraz daha su ilave edip tuzu ve kırmızı pul biberi kontrol edilerek orta ateşte pişmeye bırakılır...

Afiyet bal şeker olsun :)


6 Mart 2011 Pazar

İncirli-Cevizli Biscotti

Merhabalar:))
Nasılsınız diyorum sevgili blog dostlarım, kardeşlerim, ablalarımm:)
Bu soruya biraz burukta olsa iyiyiz diyeceksiniz büyük ihtimal...
Mevzu belli kaç gündür, istemeden de osa uzaklaştık buralardan, sonra gelmek için bir yol bulduk geldik ama ne yalan söyleyeyim, hiç içimden gelmedi yazmak, şöyle biraz baktım herkes devam ediyor:) Dedim ki ne duruyorum, bloğumu çok güzel yerlere getirdiğimi düşündüğüm bu günlerde durmak yok diyorum, her ne olursa olsun, birbirimizden kopmadan mutlu mesut devam edelim blog hayatımıza, sesiz takipçilerimin çoğuna ulaştırdım dns ayarları ile ilgili bilgiyi dilerim ki beni ve tüm dostlarımı izlemeye devam ederler:))
 Böyle zorunlu ve sinir bozucu bir aradan sonra verilmesi gereken tarif tatlı içerikli olmalı diye düşündüm ve geçtiğimiz günlerde Cranberry'li yaptığım biscottilerimin incirli-cevizlisini paylaşayım istedim:))
Ağzınızın tadı hiç bozulmasın canlarım:))
Mutlu pazarlar:)

Malzemeler:
400 gr un
2 tatli kasigi kabartma tozu
yarim tatli kasigi tuz
150 gr seker
2 yemek kasigi sivi yag
3 büyük yumurta
150 gr kuru incir (mini mini doğranmış)
50 gr tuzsuz fistik

1 çaybardağı iri çekilmiş ceviz içi
100 gr beyaz cikolata

Yapilisi:
Derin bir kapta un, tuz, şeker ve kabartma tozu karıştırılıp, yağ ve yumurtalar eklenerek iyice yoğrulur.
Elde edilen karışıma beyaz cikolata, fistik, ceviz ve mini mini doğranmış incirler ilave edilip iyice yoğrulur.
Biscotti hamuru üç eşit parçaya bölünüp her parça uzunlamasına şekillendirilerek yağlı kağıt serili tepsiye alınır ve önceden ısıtılmış 175 derecelik fırında 20 dakika pişirilir.
20 dk. sonucunda biscotti ruloları fırından çıkarılıp 15 dk. dinlendirilir ve 1 er cm genişliğinde dilimlenerek her parça yağlı kağıt serili tepsiye dikine yerleştirilir ve tekrar önceden ısıtılmış 160 derecelik fırında 20 dakika pişirilir..
Fırından çıkan biscottiler soğuduktan sonra servise hazırdır.

Afiyet bal şeker olsun:)

1 Mart 2011 Salı

Son Post mu Bu Yoksa?

Merhabalar dostlar...
Bir karabuluttur gidiyor üzerimizde...
Belki de son posttur bu dedim, bildiğiniz üzre blogspot. hunharca kapatılıyor.:(
Emeklerimiz Boşamı gidecek, ne yapacağız bilinmiyor şuanda ama tek dileğim kapatılmamasıdır..
Bloglarımıza Dokunmasınlar!!!!!!!!
Kendinize iyi bakın...
Sevgilerimle..