29 Eylül 2010 Çarşamba

Beyaz Peynirli ve Maydonozlu Bazlama

Merhabalar canlarımm:))
Hepinize kucak dolusu sevgi ve selamlar getirdim sepetimde...:)) Açın bakalım avuçlarınızı..:))
Önceki postumda yapmış olduğunuz tüm yorumlar beni ziyadesi ile mutlu ettiiii gülüm gülüm gülümsedim:)) Çok teşekkür ederimm tüm dostlarıma canı gönüldenn hepinizi çok seviyorumm:))
Bu hafta kutlamalar özel günler heyecanlar derken hep tatlılı pastalı geçti değil mi:)) Olsun hepsi harikaydı benim için gerek Derya Ablamın doğum gününü kutlamak, gerekse biizmkilerin evlilik yıldönümü ile sevgilimin yaşgünü:)) Hepsi benim için ayrı özeldi..
Sırada isee taaaa Ramazandan kalan bir tarifim var:)) Bir akşam iftardan önce gün boyu canım çektiğinden eve gelip hemen yapmıştım keza çalışıyordum o zaman:))
Anneciğimde yanına fellah köftesi yapmıştı ilk kez yapmıştı ama mercimek köftesi gibi onu da bilmiyordu güzelim benim telefonda tarif etmiştimm yapmıştı harikaydı anacığım ne de olsa elinin lezzeti bambaşka..
Anneme çok benzediğimi söylemişsiniz bir de evet doğrudur anacağımın adı Necbedir bana da küçük Necibe derler o kadar benzeriz:)) Ama anacığım babama benzediğimi söyler durur:))
Neyse bu sohbet uzar gideeerr:) Şİmdi sıra bazlamanın.. Buyrun almazmısınız??

Malzemeler:
2 su bardağı un
1 tatlı kaşığı kuru maya
3 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı şeker
1 kahve fincanı süt
1 yumurta akı
100 gr. beyaz peynir
Birkaç tutam maydonoz

Yapılışı:
Hamur için verilen malzemelerin kuru olanları bir kapta harmanlanıp ortası havuz şeklinde açılır ve sıvı malzemeler eklenip güzelce yoğrulur.. Elde edilen hamur hiç beklemeden ceviz büyüklüğünde bezelere ayrılıp unlu zeminde tatlı tabağı büyüklüğünde açılır..
Yağsız tavada önlü arkalı pişirilip sıcak sıcak servis edilir..
Afiyet bal şeker olsun..:))

28 Eylül 2010 Salı

Aşk Çöreği ve Papatyama Teşekkürler:)


Merhabalar canlarımm:))
Yağmur eşliğinde ve romatikçe bir post yazıveriyorum yine sizlere sarı ışıklı odamdan kucak dolusu sevgilerimle..
Bugünkü postumda yayınladığım turtama ve fotoğraflara yazmış olduğunuz içten yorumlar için çok teşekkür ederim:))
Yüzünüzde bir dirhem gülümseme oluştu ise veya benzer hikayeler ile haşır neşir iseniz ne ala:))
Sizlerle çok şirin bir çörek paylaşmak istiyorum bugün....Hamuru tipik paskalya hamuru içinde birer yaban mersini taneciği gizli. Verilen reçete ile iki ayrı kalp çörek çıktı:). Sabah kahvaltısında herkesi gülümsetti sıra sizde bakalım beğenecekmisiniz....

Malzemeler:
125 gr. tereyağı
3 su bardağı un
1 kahve fincanı pudra şekeri
1 tatlı kaşığı mahlep
1 çorba kaşığı kuru maya
1 çay kaşığı tuz
2 çorba kaşığı süt
2 yumurta 1 tanesinin sarısı ayrılacak)
İç Malzemesi:
Yaban Mersini
Üzerine
1 yumurta sarısı
Susam

Yapılışı:
Hamur için verilen malzemeler sırası ile karıştırılarak yumuşak kıvamlı bir hamur eldedilir. Hamur hiç bekletmeden ceviz büyüklüğünde bezelere ayrılıp ortalarına birer yaban mersini taneciği eklenerek yuvarlanır yağlı kağıt serilmiş tepside kalp formu verilir.Üzerine yumurta sarısı sürülerek susam serpilen çörekler tepsi mayası için 25 dakika dinlendirilip önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında pişirilip ılık yada soğuk servis edilir..

Afiyet bal şeker olsunn:))

ve canım papatyaaammm:)) Görmeden sevmek adlı sloganımızın bir parçası da kendisi benim için çok değerli çok kıymetli kadim dostlarımdan..Doğum günüm münasebeti ile bana hazırladığı paketi bugün elime geçti ve ben hepsinii çok beğendimm:)) Çilekli çikolatalar hariç herşey sandığıma kaldırıldı bile.. Tekrar teşekkür ediyorumm papatyammm:))Bakınız cicilerime ne güzellerr:))



27 Eylül 2010 Pazartesi

Aşk Turtası

Merhabalar canlarımm:)) Eylül ayının son demlerinde güzel günler yaşamanın mutluluğu içerisindeyim:))
28 Eylül 1986 günü hayatta adım atmamış olsam da önemli bir dönüm noktası benim için..28 Eylül 1986 günü hem annem ve babam dünya evine girmiş hemde benim sevgilim dünyaya gözlerini açmış..
O ne güzel günmüş.. Pırıl pırıl bir istanbul sabahına uyanmış tüm aile.. Kuaförü fotoğrafçısı yemeği davulu zurnası altını hatta kavgası ile coşkulu bir düğün yapmışlar anne ve babama..
Akraba evliliği olmasına rağmen evliliklerinde onlar görücü usulünü kaldırmışlar bir rafa ve aşık olmayı tercih etmişler..Üç yıl nişanlı kalmışlar..Babacığım libya  çöllerinde koşturmuş çalışmış evlenebilsin diye.. Ve büyük günde evlenip o hep hayalini kurdukları herşeyini beraber yaptıkları evlerine girivermişler..Başlamış masalları..

İlk önce ben gelmişim hayatlarına 20 eylül 1987 günü..
Gencecik anacığımın yeni oyuncağı olmuşum daha 18 indeyken...
sonrada kardeşim fatih.. 7 ocak 1993 günü..
Acılı tatlılı bir çok gün hayata giren çıkan birsürü insan bir sürü şehir... koskocaman 25 yıl nede olsa herbiri başka anlarla dolu 25 yıl.. Annem hep söyler ve söylemeye sanırım devam edecek ben babanızın yanında büyüdüm der o bana hayatı dik durmayı öğretti size öğrettiği gibi der.. gencecik yaşında 17 sinde evlenmiş olmanın cahilliğinden babamın kurtardığını söyler.. ve dilerim mutlulukları hep böyle sürer, gider...

Bende nacizane bu güzel günlerine bir tat katmak istedim ve bu tartı yaptım anne babacığıma bir de sevgilime.. 25 hepsini ortak sayısı ve 28 eylül hepsinin ortak günü ne de olsa..

Malzemeler:
Turta Hamuru için:
2 yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 çay bardağı sıvıyağ
1 çay bardağı erimiş tereyağ
1 pk. vanilin
1 pk. kabartma tozu
2 çorba kaşığı yoğurt
3 çorba kaşığı kakao
Aldığınca un
Kreması:
1 pk. çilekli puding + 500 ml. süt
1 pk. muzlu puding + 500 ml. süt
Üzerine:
Renkli şekerler
Bitter çikolata

Yapılışı:
Turta hamuru malzemeleri sırası ile karıştırılır ve azar azar un ilavesi ileyumuşak kıvamlı bir hamur elde edilir. Elde dilen hamur yağlanıp unlanmış büyük boy borcam için eel yordamı ile yayılıp çatalla delikler açılarak önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında pişirilir..
Bu esnada pudingler pişirilip hazırlanır..
Fırından çıkan hamurun üzerine önce çilekli puding sonra muzlu puding serilip soğuyana kadar beklenir. Soğusuktan sonra etrafıba erimiş bitter çikolata gezdirilip süsleme şekerleri ile süslenen tart bir gece buzdolabında dinlendirilip dilimlenerek servis yapılır..

Afiyet bal şeker olsun...

26 Eylül 2010 Pazar

Fıstıklı Baklava ve İyiki Varsın Derya Ablam, Balçiçeğim..

Merhabalar canlarımmm:))
Sıcacık ve son demlerini yaşayan bir eylül gününden selamlarr hürmetler herkese...
Haftaya güzel ve tatlı bir başlangıç yapmak istiyorsanız eğerrrr bugünkü tatlım tamm size göre:))
Geçenlerde demiştim ya hani baklava yufkasından üç çeşit baklava bir de börek çıkardım diye:)) İşte ikinci baklavam budur:))
Ama ben bu tatlıyı benim canım balçiçeğimm Derya Ablama hediye etmek istiyorumm...Cumartesi günü doğum günü idi sevgili ablamın ve ben o günkü misafir trafiğinden gündüz hiç net açamamıştımm:( Gece yarısı öğrendim ablamın yaşgününü ve hemen tebrik ettimm..:)) Canım ablacımm bir kez de buradan kutluyorum seni ve allah seni eşine, çocuklarına ve tümm sevdiklerine bağışlasın inşallahh diyorum... Cansın biliyorsun...
ve tarifim.. Benim tatlım 35 katlı oldu burada aldığım yufka paketi 1 kg. likti ve 60 kattı..Bu kadar çok çeşit sanırım bu sebepten oldu:))

Malzemeler:
35 yaprak baklava yufkası
200 gr. tereyağı
200 gr. çekilmiş antep fıstığı

Şerbeti İçin:
4 su bardağı toz şeker
3 su bardağı su
1 dilim limon

Yapılışı:
Öncelikle şerbet mazlemeleri bir tencerede kaynatılıp ılınması için bir kenara alınır.
Yağlanmış fırın tepsisinin üzerine 5 kat yufka serilip üzerine tereyağı gezdirilerek antep fıstığı serpilir..

son beş kat yufka kalana kadar aynı işlemler tekrarlanıp en son beş kat da serilerek güzelce tereyağı gezdirilip fırına girmeden önce dilimlenir..
Dilimlenen tatlı önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında kızarana kadar pişirilip, fırından çıkıp ilk sıcaklığı çıkınca ılık şerbet ile buluşturulan tatlı iki saat kadar dinlendirilip fıstık veya dondurma ile süslenerek servis edilir..

Afiyet bal şeker olsun...

24 Eylül 2010 Cuma

Bahçede Bamya Hasadı ve Etli Bamya

Merhabalar canlarımmm:))
Benim için sansasyonel gelişmeleri acılı tatlılı bir çok anıyı barındıran bu haftanın sonuna geldikk..
Herşeye rağmen mutluyumm ve dilerim ki hep böyle olsun:))
Hepinize mutlu hafta sonları diliyorumm:)))
Yine bahçe günümüzdeyiz hep beraberrr:))
Bugün sizlerle bahçemizin son hasatlarından olan sultanilerimizi göstermek istiyorum boy boy:))
Bakınız sultaniler önce tomurcuklandılar..

sonra tomurcuklar çiçek açtılar... seyrine doyum olmadı sabahın erken saatlerinde..
Sonra miniminnacık göründü sultaniler...
ve toplama zamanı geldi bazıları biraz fazla büyüse de çıtırlıkları örttü bu küçük kusuru:))
emekler verildi bahçe kazıldı, işlendi, ekildi, şimdi hasat zamanı hasatta yapıldı şimdi pişirme zamanı...

Sultaniler özenle toplandı....

Malzemeler:
500 gr. bamya
250 gr. kuşbaşı et
1 adet kuru soğan
1 adet küp  doğranmış domates
sıvıyağ
2 yemek kaşığı domates salçası
Tuz
Aldığınca ılık su

Yapılışı:
Bamyalar için öncelikle 1,5 litre suya 2 limonun suyunun katıldığı bir karışım hazırlanır.. Bamyaların kafaları ayıklanıp limonlu suya atılır. Yaklaşık yarım saat dinlendirilen bamyalar güzelce yıkanıp bir kenara alınır..
Kuşbaşı etler tencereye alınıp yağsız tuzsuz sotelenir.. Suyunu salıp çeken etlere yemeklik doğranmış soğan ve tuz ile çok az yağ eklenip sotelemeye devam edilir..Soğanlar kavrulunca küp doğranmış domates ve domates salçası da eklenip iki su bardağı kadar sıcak su eklenip kaynatılır..Kaynayan suyun içine bamyaları atılıp suyu ve tuzu kontrol edilip pişmeye bırakılır..
Sıcak sıcak servis yapılır..

Afiyet bal şeker olsunn..:))

23 Eylül 2010 Perşembe

Fırın Sütlaç ve Hediyelerim :))

Merhabalar canlarım...
Cümleden hayırlı cumalar diliyorum herkese...Cumanın bereketi, hayrı, mübarekliği hanelerinize ulaşsın inşallah..
Hepinize yorumları ve destekleri için çok teşekkür ediyorum yalnız olmadığımı bilmek çok güzel bir duygu..
Çok iyi ve çookk mutluyum:)) Gün içinde gerilmiyorum ellerim titremiyor ve kendimi sakinleştirmek için şarkı söylemek zorunda kalmıyorum:))

Malzemeler:
2 litre süt
1 su bardağı pirinç
1,5 su bardağı şeker (ben fazla şekerli yapmıyorum siz miktarı çoğaltabilirsiniz)
3 çorba kaşığı nişasta (çok koyu olmuyor boza kıvamından biraz koyuca oluyor)
1 pk. vanilya 

Yapılışı:
Pirinçler iyice yıkanır ve 2 su bardağı suda haşlanıp süzülür.
Süt bir tencere içerisinde ocağa alınır ısıtılmaya başlanır, pirinçler eklenir, pirinçler iyice pişince şeker ilave edilir.
Şeker sütün içerisinde eriyip özleşince bir miktar suda ıslatılan nişasta ve vanilya süte eklenir üç taşım kaynatılır.
Ocaktan indirilen sütlaç güveç kaplarına veya ısıya dayanıklı kaselere paylaştırılıp bir tepsinin içine su koyarak önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında üstleri kızarana kadar pişirilir.. Fırından çıkıp soğuyunca buzdolabına alınan tatlılar buzdolabında 3 saat soğutup servis edilir.

İsteğe bağlı olarak tatlının üzerine çekilmiş ceviz, fındık fıstık karışımı da ekeleyip servis yapabilirsiniz.. Trabzonlular bilirler:) Hamsiköy usulü bu:))



Afiyet bal şeker olsun:)))
 
ve hediyelerim....
sevgili İnci Ablam yaz tatili dönüşünde bana uğrayarak bu rengi çok şirin olan havluyu çeyizime getirmişti.. Canım ablacımm çok teşekkür ederimm:))
sevgili Aylin Hanım bana mailinde bir sürprizi olduğunu söylemişti ve iki gün sonra adıma yapılmış olan bağışı ve doğum günü tebrik kartını aldım..Aylin hanıma ve dondurmalı blog ekibine çok teşekkür ederimm:)
 
 
ve canımmmm Derya ablamm ben onun bıcırık prensesiyimm ve canım ablam bıcırığı için bu şirinnnn kaseyi yollamış paketim kargonun azizliğine uğrasa da biz onu eski haline getirdik ve aşkımla birbirimize bakıp içinden yiyeceğimiz salataların hayalini kurduk aşkla karışık:))
 
Hepinize çok teşekkür ederimm canlarım benim:))

22 Eylül 2010 Çarşamba

Feta Soslu Makarna

Merhabalar canlarım:))
Hepinize sepet sepet sevgiler selamlar getirdim umarım iyisiniz afiyettesiniz..
Vermiş olduğunuz dstekler beni ziyadesi ile memnun etti özellikle belirtmek istiyorum:)) Bugüne kadar verdiğim kararlarda hiç pişmanlık yaşamadım umarım allahın izni ile yaşamam da..
en nasılmıyım oldukça iyiyim.. Kendime evime aileme vakit ayırıyorum bilgisayar karşısına az geçmeye çalışıyorum ama hiçbirinizi ihmal etmemeye de özen gösteriyorum.. Ev günlerim güzel geçiyor şuanlık ve öylede devam eder çünkü oldum olası evcimenim ben:))
Bugünkü tarifime gelirsekk sevgili Hilal Ablam başarıdan başarıya koşarken bende nacizane tariflerinden bir kaçını denemekle meşgulüm işte onlardan bir tanesi bu makarna:)) Mükemmel ötesi birşey.. kesinlikle..Ben sadece haşladıktan sonra tereyağında kavurdum çok az ve sosta közlenmiş sivri biber ile közlenmiş domates kullandımm bir de Hilal ablam gibi beyaz peynir elbette...
Bakınız ablam benden çok daha güzel hazırlamıştı.. Tarifinin orjinali burada...

Malzemeler:
1 pk. makarna
1,5 lt. sıcak su
Tuz
Sıvıyağ
Kavurmak için
2 çorba kaşığı tereyağ
Feta sos için:
100 gr Feta peyniri (veya tuzlu beyaz peynir)
3 adet közlenmiş ayıklanmış kırmızı biber
2 adet közlenmiş sivri biber
1 adet közlenmiş domates
1 adet soğan
1 diş sarımsak
Karabiber
1 yemek kaşığı zeytinyağı
4-5 dal maydanoz


Yapılışı:
Bir tencereye su, tuz ve sıvı yağ konarak kaynatılır. Makarna eklenerek haşlanır. Haşlanma süresi aldente modeli olmalıdır.. Yani kısa tutulmalıdır.. Haşlandıktan sonra, makarnanın suyu farklı bir tencereye süzülür. Tereyağı ile hafif kavrulup bekletilir..
Sos için:
Soğanlar yemeklik doğranır ve 1 yemek kaşığı yağda hafif pembeleştirilir. İçine sarımsaklar ufak ufak doğranarak ilave edilir. En son közlenmiş biberler, sivri biberler ve közlenmiş domates  eklenerek karıştırılır. Bu karışım blendıra koyulur üzerine karabiber ve beyaz peynir eklenir ve 1 kahve fincanı makarna suyu da ilave edilerek iyice püre haline getirilir. 
Sosumuz hazırdır..
 
 Elde edilen sos makarnaya karıştırılır ve maydanozlar doğranıp üzerine serpilerek sıcacık servis yapılır..

Afiyet bal şeker olsun..:))

Pastiç, İzmir Çöreği

Günaydın sevgili dostlarımmm canlarıımm:))
Bu sabah ve bundan sonraki her sabah sizlere evden yazacağım artık çünkü ben dün istifa ettim.. Daima pozitif olmama ve işe yeni girmiş olmama rağmen oldukça kompleksli ve sinir bozucu en önemlisi yalancı insanlarla çalışmak bana ters geldi, olmadı ve noktayı koydum.. Her zamankinden daha çok Mutluyumm, huzurluyum..
Bugün sizlerle sevgili Yeşim Ablamın bir tarifini paylaşmak istiyorum..Bu tarifi çookk yaptım ama fotoğraflamak bayrama nasipmiş.. sevgili Yeşim ablama bir kez daha teşekkür ediyorum.. Yeşim ablam nasıl yapmış bakmak isterseniz buyrun derim..Tarifin orjinali burada...

Malzemeler:
125 gr. margarin
1 yumurta
3 çorba kaşığı şeker
1/2 su bardağı su (100 ml. su)
1 pk. yaş maya (42 gr.)
Yarım çay kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı mahlep
1 pk. vanilin
Aldığınca Un
İç malzemesi:
1 su bardağı dövülmüş ceviz
Yarım su bardağı pudra şekeri
1 çay bardağı kuru üzüm
1 kahve fincanı süt
1 yumurta akı
1 çorba kaşığı galeta unu
1 portakal kabuğu rendesi
3 çorba kaşığı kakao (ben dark kakao kullandım)
2 çay kaşığı tarçın
1 tatlı kaşığı yenibahar
1 paket vanilin

Yapılışı:
İç malzemesi verilen ölçü ve sıraya titizlikle uyularak karıştırılarak hazırlanır.
Hamur için verilen malzemeler de sırası ile karıştırılıp yoğrularak yumuşak kıvamlı bir hamur elde edilir.. Yoğrulan hamur hiç bekletmeden iki veya üç parçaya ayrılıp tezgah üzerinde açılarak arasına iç mazlemeden serilip kısa kenarları içine katlanarak rulo yapılıp hazırlanan çörekler yağlı kağıt serili fırın tepsisine alınıp üzerlerine yumurta sarısı sürülerek önceden ısıtılmış 175 derecelik fırında kızarana kadar pişirilir..Fırından çıkıp da soğuduktan sonra verevine dilimlenir..

NOT: İsterseniz fırına vermeden evvel dilimleyebilirsiniz ama ben yeşim ablanın tavsiyelerine uyarak fırından çıkınca dilimledim.. Tercih sizin...

Afiyet bal şeker olsun..

20 Eylül 2010 Pazartesi

Karamelli Muzlu Pasta ve Çilek Kız 24 Yaşına Giriyor Bugün :)

Günaydınn canlarımmm, sevgili dostlarımm..
Hepinizin bildiği üzere Deniz benim adım.. 1987 yılının 20 Eylülünde ılık bir pazar gününde Anacığım ve babacığımın ilk göz ağrısı ana tarafından ilk torun, baba tarafından ikinci kız torun, babamın ve annemin tatlı kızları olarak gelmişim dünyaya... Sevgili babacığım vermiş bana Deniz İsmini.. Denize olan tutkusundan sebep.. Özgür ruhlu olsun, hakkını savunsun, sessiz kalmasın, taih onunla olsun, parmakla gösterilsin, Allah bahtından güldürsün demiş adım kulağıma okunduğunda..
Ben Üsküdar Zeynep Kamil Hastahanesinde gözlerimi açıp, çocukluğumun bir yarısını kavacıkta, bir yarısını Gebzede geçirdim.. Asıl evimiz Gebzede idi ben orda büyümeye başladım.. Okula gittim, Arkadaşlar edindim, gezdim,aşık oldum, sokaklarında ağlayarak yürüdüm...Neler neler..
Gün geldi oradan ayrılma kararı aldık ailece.. Memleketimize yerleşmeye.. Geldik buralara takvimler 2006 senesinde idi..Aslında kökenim olan bu şehre de bağlandım ama ilklerimi hiç unutmadım..
Bugün 24 yaşıma giriyorum ve yaşadığım, tattığım her an için Önce Allaha minnet duyuyor, şükrediyorum sonra aileme ve çevreme teşekkür ediyorum..Lisedeki matematik öğretmenim olan sevgili Pınar Öğretmenim mezun olduğumuz gün bana demişti ki; "hanımefendiliğinden sakın ödün verme".. Vermedim..
Bana destek olan herkese ve herkese teşekkürlerimi sunuyor, bildiğiniz çizgimden çıkmayacağıma ve dünya görüşüme sadık kalacağıma söz veriyorum...
Sevgilerimle.
Deniz..
Pastamı bayramda yapmıştım..Hem tatildi hem bir aradaydık:)) Güzelce kutladık bir araya sıkıştırmadık..


Malzemeler:
Pandispanya İçin:
5 adet yumurta
4 kahve fincanı şeker
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
6 kahve fincanı un
Kreması:
1 pk. karamelli pasta kreması
Muz, damla çikolata
Üzeri için:
2 pk. sade krem şanti
1 pk. çilekli krem şanti


Yapılışı:
Pandispanya için verilen malzemeleri sırası ile çırparak bir kek karışımı hazırlanıp yağlı kağıt serili büyük boy kare fırın tepsisinde 175 derecede pişirilir..
Pişipte soğuyan pandispanya iki eşit parçaya bölünür, her parça da kendi arasında enlemesine ikiye bölünür. Sonuçta dört kek katlı bir pasta oluşturulacak..
Kremalar ve krem şantiler tariflerine göre çırpılıp buzdolabında dinlendirilir.
Keklerden ilk kat meye suyu ile ıslatılıp krema sürülüp meyve ve çikolata ile kaplanır tekrar krema sürülüp ikinci kat kapatılıp ikinci üçüncü ve son kat için de aynı işlem tekrar edilir..
Hazırlanan pasta sade krem şanti ile kaplanıp, çilekli krem şanti ile süslenerek buzdolabında bir gece dinlendirilip dilimlenerek servis edilir..


Afiyet bal şeker olsun !!!! :)

18 Eylül 2010 Cumartesi

Bahçede Bir Gün ve Mangal Keyfi


Günaydın canlarıımmm:)) Haftanın son iş günü bir çoğunuz için tatil olsada ben ve ben gibi dostlarım masalarının işlerinin başındalar:)
Sisli vede puslu olsa da benim içinn pırıl pırıl bir günden merhaba demek istiyorum sizlere:)
Bugün bu kız nasıl bir havada uyandı diyorsanızzzz... İşte aşağıda.. Bugün hava sisli, puslu ve çiğden ötürü ıslak ıslak idi..
Hava böyle idi ama ben sizlerle bayramda yaşadığımız pırıl pırıl günden kesitler göstereceğim.. Evimiz tek katlı ve balkonlu olduğundan bizim veranda keyfimiz bir başka oluyor..:)) Bayramda da bazı haftasonlarında yaptığımız gibi mangalımızı yaktık ve başladık keyf yapmaya..Tabii önce bir mutfak hazırlığı vardı....


Tavuk etleri kuşbaşı doğranıp domates ve biberlerle şişlere dizildi...Dana antrikotlar hazırladı, azıcık dövüldü ve soğan rendesi, ketçap, mayonez, domates rendesi ve baharatlar ile  terbiyelendi.. Köfteler kıymanın içine; maydonoz, yumurta, ekmek içi, soğan rendesi, baharatlar eklenerek  yoğruldu..Şekil verildi, hazır edildi..
Bahçeden, domates, salatalık, biber, maydonoz toplandı...
Kırmızı biberler, yeşil biberler, domatesler çizilip yağlanarak közlenmek için hazırlandı..Bahçedeki biberlerin bazılarının şekilleri bizi şaşırttı..


Bahçe mahsullerine bir de soğan ile zeytinyağı katıldı salatalar hazırlandı...
Mangal ateşi yakıldı.. Etler ızgara ile buluştu..
Sonra etler tavuklar kızardı tabaklara geldi..
Etler ile biberler de tavuklara katıldı..
Babam bize ızgara eti elinle diderek yiyeceksin tadı orada gizlidir ama sofra adabına uyacaksın diye öğretmişti, uyduk bu kurala..Elimizle diddik etleri çatalla yedik:))
Tabii soframızın minik ve tontiş misafirleri de vardı.. Onlara kıyamazdık ki ızgaradan löp löp yediler onlarda bizler gibi..Bu bakışa nasıl dayanılır ki..
ve kardeşimin beklediği an.. köfteler ve sivri biberler de ızgaradan tabağa geldi :))
Diğer tontişe verilen köfte de büyük ihtimalle sıcak geldi..
ve ızgaranın sonuna gelindi sofra toplandı, mideler ovuşturuldu, yaradana şükür edildi, afiyetler dilendi.. Salata ve bir takım tarifler için biber, patlıcan,domates közlendi..
Tabiiki közde mısır keyfinden de ödün verilmedi...
işte böyle.. şehirden uzak bahçeli, tek katlı şirin evimizde bir bayram gününü böyle geçirdik biz.. Köyde yaşamak bazı insanlara itici gelse de ben 19 yılllık bir şehir hayatından sonra buralarda yaşadığıma çok seviniyorum..
Hepinize mutlu günler diliyorum..
Sevgiler..

17 Eylül 2010 Cuma

İncir Reçeli ve Gün Doğumu

Günaydın canlarııımm:)) Güneşli ve pırıl pırıl bir Cuma Sabahından merhabalar..:))
Sepetim dolu sizler için yine:)) Hepinize cümleden hayırlı bereketli cumalar diliyorum.. Açılan ellerin söyleyen dillerin duaları kabul olsun inşallah bu güzel günde:))
Ben bu sabah yine çok erken kalktım:)) ve bu sabah bencillik etmedim sizlere gün doğumunun ve gün doğumunda bizim köyün manzaralarının fotoğrafını çektim:)) Aşağıdaki fotoğrafta saat sabahın 06:30' u.. bakınız..
Yine aynı saatte bizim evin tam karşısı bakın yine sisli heryer ama dün sabah gözgözü görmüyordu:))
Evet doğa fotoğraflarımızı da yayınladığımıza göreee artık incir reçeli tarifimize geçelim.. Efendim memleketimin şirin sahil beldesi İnebolu' dan ısmarladığımız incirlerimiz gelir gelmez bir kısmı yenildi kurtarabildiğimizi anacığımla reçel yapalım dedik ama öğrenme sırası bende olduğu için annem baktı ben hazırladım:))
Unuttuğum bir bilgiyi de vrmek istiyorum sizlere.. Aramıza yeni katılan bir arkadaşımız var bana mail ile ulaşan.. Buradan linkini paylaşmak istiyorum.. Bir uğrayın olmaz mı:)) http://mutfagabuyrun.blogspot.com/

Malzemeler:
2 kg. beyaz-siyah karışık incir
1,5 kg. tozşeker
Yarım limonun suyu

Yapılışı:
İnriler ayıklanıp dört parçaya bölünür, tencereye alınıp üzerine tozşeker serpilir bir gece serin bir ortamda dinlendirilir. Ertesi gün ocağa alınıp hiç su ilave etmeden orta ateşte kaynatılır..

Açığa çıkan çekirdekleri alınabildiği kadar kaşıkla alınır. Kaynayıp kıvam alırken limon suyu eklenip bir iki taşım daha kaynatılan reçel kavanozlara doldurulup ağzı sıkıca kapatılır.. Bir gün dinlendikten sonra servise hazırdır..

Afiyet bal şeker olsun..

Aşağıdaki incir fotoğrafları da bayrmda Denize gittiğimiz günden demiştim ya hani yol kenarında durup incir yedik diye..:)) Aklıma sevgili Zehra Hanım' ın mascarpone peyniri yapımı geldi incirleri aldım ama yaklaşık 50 dk. süren yoldan sonra incirlerde süt kalmamıştı:( Kısmet ne yapalım:))
ve bir diğeri..
bol fotoğraflı bir post oldu:)) maşallah diyorumm:)) hepinize mutlu günler dilerimm..:))