28 Şubat 2011 Pazartesi

Kanlıca Mantarlı Açma Börek


Merhabalar :)
Gününüz/geceniz aydın olsun, bereketli olsun, mutltlu olsun e mi:)
Bana misafir olmak istermisiniz?
Bakın börekler de açıyorum :) Kuzinede pişiriyorum, çayım da hazır çorbam da:) Bizde böyle derler hadi buyrun gelin:)
Evet dün börek açma maceramın ikincisini başarıyla atlatmış bulundum :) İlkini taa Gümüşhane'deyken yapmıştım hatırlarsanız patatesliydi :) Şimdi de yöremizin enn sevilen mantarı olan kanlıca ile yaptım:) Nefis olduu, parmaklar ısırıldı harikaydı:) Cheesecakeler, börekler Allah sonumuzu hayretsin inşAllah :) Ama ben yemedimm ı ıhh:) Biliyorum Nuray Ablam görürse diyecek ki "aman Deniz'cim sakın!" Merak etme ablacım böreğin bir gülünden yarım parça yedim, cheesecake hiç yemedim:)
Böreğe dönecek olursak, geçen sefer yaptığım böreğimin tipik olarak aynısı, sadec mantarlısı:) En önemli ayırt özelliği ise kuzinede pişmiş olmasıı:)) Odun kokusu üzerine bir sinmiş ki yememek için ne yapacağımı bilemedim:) Nefisti:)
Dediğim gibi; çayım, çorbam, böreğim hazır:) Misafir olun gelin bana:) Melikeciğim sana göz kırpıyorum:)
Tarifim cafemis' in etkiniğine gitsin:)

Malzemeler:
6 su bardağı Un
Tuz
Ilık su
1 adet yumurta
Ara katlara:
1 su bardağı süt
1 çay bardağı yoğurt
Azıcık tuz
2 yumurta
İç Malzemesi:
500 gr. haşlanmış kanlıca mantarı
3 adet kuru soğan
Tuz, karabiber,kırmızı pul biber
Üzerine:
erimiş tereyağ


Yapılışı:
Hamur için un derin bir kaba elenir, tuz ile karıştırılır, yumurtası kırılıp azar azar su ilavesi ile mantı hamuru gibi hafif sert bir hamur elde edilir. Hamurumuz üzerine nemli bir bez örtülüp yarım saat dinlendirilir..
Hamur dinlenirken haşlanmış kanlıca mantarları robottan geçirilir, yemeklik doğranmış kuru soğan ve baharatları ile kavrulup kenara alınır.
Ara malzemesi için süt, yoğurt, yumurtalar ve azıcık tuz çırpılır..
Hamurumuz bezelere bölünür, her beze unlanarak açılabildiği kadar açılır .
Hamur açıldıktan sonra yoğurtlu karışımdan sürülüp mantarlı içten serilir ve rulo yapılarak bir güzel sarılır.. Gül yapılır.. Tepsiye dizilen böreklerimiz ki bir tepsi 4 adet alıyor tereyağı ile yağlanıp 180 dereceye önceden ısıtılmış fırında pişirilir..


Afiyet bal şeker olsun :)

27 Şubat 2011 Pazar

İftiharla Sunuyorum; Yaban Mersinli, Çikolatalı Cheesecake

Merhabalar?
Nasılsınız dostlar?
Herkese gönülden selam ederim, hayırlı günler/geceler dilerim..
Dirliğiniz, dirayetiniz, bereketiniz eksik olmasın derim...
Hayatın bizler için özveriyle hazırlanmış birbirinden değişik yanlarını görüyoruz, yaşıyoruz, takip ediyoruz değil mi?
Huzur bulabiliyormuyuz? Yada huzur nedir? Huzur kelimesinden anladığımız nedir? Kimi parası ile huzurludur, kimi köpeği ile, kimi evinde, kimi sevdiği ile.. Hepimiz için ayrı ayrı anlamlarda huzur.. Size uygun olanı hangisi?
Bence en temelde yatan huzur şu ki; mutlu aile= mutlu ev .. Annem her zaman insan evinde mutlu ise her yerde mutlu olmasını başarır diye öğütler.. Haklı da..
İnsan evindeki sıcaklığı, eşinin/çocuğunun/annesinin/babasının bir sıcak gülümsemesini, bir tabak çorbanın verdiği doyumsuzluğu nerede bulabilir? Ev yapımı olan herşeye sevgi katarız diyoruz ya, bu da çok doğru ve bu yüzden evde yapılan herşey daha lezzetli, daha bereketli..Ben her zaman düşünürüm vitrinde duran pastaları veya yemekleri izlerken, acaba bu mübarekleri hazırlayan zatı muhteremler nasıl bir ruh hali içindedirler diye? Zira evde annemiz dertli de olsa mutludur, bizlerde öyle olmaya gayret ediyoruz hatta farkında olmadan öyle oluyoruz da:)
Sözün özü, birbirinize, ailenize dolayısı ile evinize iyi bakın, ona özen gösterin...
Evimiz herşeyimiz..
ve bu kada sözün üzerine sizlerle ev yapımlarımın en özentili olanlarından bir parça sunmak istiyorum..
Başlıkta olduğu gibi iftiharla sunuyorum çünkü, cheesecake konusunda başarısızlığıı yendiğimi düşünüyorum.. Ne dersiniz..
Yapımda bilmeden olsa emeği geçen, müthiş anlatımı ile beni şevklendiren tabanda bisküvi yerine kendi yaptığımı kullanmamı tavsiye eden Sevgili Cafe Fernando Cenk Bey' e, Kremasını kullandığım Mine Ablama, malzeme alan babama, pişiren fırınımıza ve herkese teşekkür ediyorum..
ve tarifimi Sevgili Cafemis' in etkinliğine yolluyorum:)

Malzemeler:
Taban İçin:
1 su bardağı un
40 gr. (1/4 su bardağı) kabuksuz badem
Minicik Tuz
1/4 su bardağı şeker
75 gr. soğuk tereyağı
1 yumurtanın sarısı
1 çorba kaşığı hindistan cevizi
Kreması için:
400 gr. labne peyniri
1,5 su bardağı süzme yoğurt
1 su bardağı toz şeker
2 yumurta
Yarım paket Kabartma Tozu
4 çorba kaşığı mısır nişastası
2 su bardağı yaban mersini
1 su bardağı damla çikolata
Üzeri için:
1 pk. kremşanti+1 çaybardağı süt
Yaban Mersini
Toz Fıstık
Çilekli damla çikolata

Yapılışı:
Öncelikle taban için;
Kelepçeli kalıbın altına yağlı kağıt serilip hazırda bekletilir.
bademler robotta un gibi çekilir..
Üzerine, un, şeker, tuz ve hindistan cevizi eklenip, robotta bir iki tur çevrilir..
Küp küp doğranmış soğuk tereyağı ilave edilip, içinde mini mini parçalar halinde gözükene kadar robotta çevrilir..
En son yumurta sarısı eklenip karışım bıçakla sürülecek kıvama gelene kadar robottan geçirilir..

Karışım kelepçeli kalıbın içine döşenip önceden ısıtılmı 180 derecelik fırında 10 dakika pişirilir, fırından çıkarılıp soğutulur.
Kreması için; yumurta ve şekerler iyice çırpılıp, üzerine süzme yoğurt ve labne peynirleri eklenir..
Cafe Fernando'nun tavsiyesi; labne peynirlerini 5-6 kat kağıt havlu döşeli bir süzgeçte 30 dakika bekletmeniz..Peynirleri kağıttan yavaşça çekince kağıtta yapışmıyor ve altta kalan kağıtlar sırılsıkam oluyor.. Suyunu harcımıza karıştırmamak için bu işlem harika..
En son kabartma tozu ve mısır nişastası da eklenip iyice karıştıralan harca yaban mersinleri ve çikolatalar da ilave edilip harmanlanır ve soğumuş olan tabanın üzerine dökülüp önceden ısıtılmış 175 derecelik fırında 35-40 dk. kapağı açılmadan pişirilir..
Pişen cheesecake oda sıcaklığında soğutulup krem şanti ve diğer malzemelerle zevke göre süslenir ve en az 8 saat buzdolabında dinlendirilip, dilimlenerek servis edilir..

Afiyet Bal Şeker Olsun..

24 Şubat 2011 Perşembe

Muzlu Diyabet Kurabiye (Sıfır Un-Sıfır Şeker)



Merhabalar..
Mübarek perşembe' yi, Cuma' ya bağladığımız bu güzel akşamda, tüm hayır ve bereketin üzerinize, evlerinize olmasını temenni ediyorum...
Üst üste kurabiye veriyorum :) Olsun bu kurabiyeyi vermeliyim..
Tümm diyabetliler, diyet yapanlar, sağlıklı yaşamak isteyenler yanii herkes buraya..
Öyle nefis bir lezzetle tanıştım ki anlatamam.. Babacığım için hazırladığım bu kurabiyeleri bugün iki posta yaptım:) O kadar beğenildi yani:)
Dün kurbağalar sardı blogları dedim, sonra yalancı çoban gibi ortada kaldım:)) Çünkü yazımı yayınladıktan bir saat kadar sonra kurbağa falan kalmamıştı:)) Bende yazmış olduğum şeyi silmedim niyeyse:) Öylece kalakaldım:) Efendim bloglara kodlu olarak eklenen bazı şeylerde sorun yaşanmış sanırım ondan böyle birşey olmuş, neyse ki geçti gitti:)) Ama yazıların büyütülmüş olmasını beğenen okuyucularım oldu bende büyük yayınlamaya karra verdim:)
Yine dönüyorum kurabiyelere.. Sevgili Özge bu kurabiyelerin mimarı:) Kendisinde gördüğüm vakit işte babama yaraşır kurabiyeleri buldum dedim.. Tıpkı evvelde yaptığım Yine Özge' den öğrendiğim Galetalar gibi:)
Bugün  ufak tefek değişiklikler yaparak denedim, çok beğenildi ve bitti bir kez daha yaptım:)) Beş altı tane birşey kaldı:)
Ben değişiklik yaptım dedim ya, Özge'ciğim nasıl yapmış mutlaka bakınız..
Benden yorumu işte burada;


Malzemeler:
1 adet büyük boy  olgun muz
2 su bardağı yulaf ezmesi
1 su bardağı ceviz içi
1 avuç yaban mersini
3 yumurta akı
Minicik tuz
1 tatlı kaşığı bal


Yapılışı:
Muz rendelenerek şekerini ve aromasını salması için üstü kapatılarak yaırm saat dinlendirilir..
Yulaf ezmesi, ceviz içi ve yaban mersinler mikserde öğütülür ve bir kenara alınır..
Yumurta akları minicik tuz ile mikserde çırpılıp kar halini alınca muz rendesi ve yulaf ezmeli karışım ile buluşturulur ve tahta bir kaşıkla malzemeler iyice harmanlanır..
Karışımdan birer çorba kaşığı alınarak başka bi kaşığın yardımı ile şkillendirilir ve yağlı kağıt serili tepsiye yerleştirilen kurabiyeler, önceden ısıtılmı 150 deeclik fırında pişirilir..
Kurabiyeler fırında iken sürekli takip edin bir anda kızarıveriyorlar..


Afiyet bal şeker olsun..

23 Şubat 2011 Çarşamba

Alman Kurabiyesi (bolll fındıklı)


Merhabalar:)
Nasılsınız bakalım? Bir salgındır gidiyor aman kendinize dikkat edin, kimi görsem elinde mendil, ıhlamur.. Hastaneye gittik bugün tahlil yaptırmaya annemin çarpıntısı vardı biraz tansiyonu çıktımı yine diye aman yarabbi dolup taşıyor hastanaler, özeli de, devlet hastanesi de, aile sağlığı merkezleri de dolu..
Rabbim şifa versin cümlemize, sevgili Sevil Ablamın kızı Aysucuk da hasta olmuş kıyamam, bir de Seçilciğim ayağını kırmış çok üzüldüm..
Sevgili Pepela'mda dönüyormuş iyi haberi aldık dostlardan :)) Allah yar ve yardımcısı olsun tüm yurttaşlarımız ve diğer insanlar için..
Cumhuriyet tarihinin en büyük tahliyesi imiş öyle dediler haberlerde hayırlısı..Donanmamızın gemileri de eşlik ediyormuş yolcu gemilerine..
Birde blog hırsızı va başımızda türlü bloglarda, türlü yazılar okudum ama bir türlü çıkar yol bulamıyorum ne yapayım.. Ama link vermmekle iyi etmişim bunu anladım..
Birde yosunlu dereler gibi kurbağalar sardı blogları, neden oldu ne oldu anlamadım bir türlü....
Bütün bloglarda aynı şey var... Bileniniz varsa bir yardım edin ne olur..
Yazılarımı büyütüp, rengini değiştireceğim bakalım etkili olur inşallah..
Eh bu kadar haberden sonra artık tarifimize geçelim değil mi? Ağzımız tatlansın mı:) Taaaa yılbaşı gününden kalma bir tarif bu:) Sevgili Gülay'cığım da görmüştüm birkaç gün içinde de yapmıştım:) Ancak sıra geldi:)) Bisküvi-kurabiye kategorimin 95. tarifi:))
Sevgili Gülaycığım nasıl yapmış görmek isterseniz,
buraya tıklayın...

Malzemeler:
250 gr. tereyağ
2 yumurta
2 su bardağı ince çekilmiş fındık
1,5 su bardağı nişasta
1,5 su bardağı pudra şekeri
2,5 su bardağı un
2 çay kaşığı kabartma tozu
1 paket vanilin

Yapılışı:
Derin bir kaba un, nişasta, pudra şekeri, vanilya ve kabartma tozu alınıp ortası havuz gibi açılır.
İçine yumurtalar kırılıp, oda ısındaki tereyağı küp küp kesilir, tereyağın üzerine fındıklar serpilir ve iyice yoğrulur.
Sonuçta kıvamı çok yumuşak olan bir hamur elde edilir... 
Hamur streç film ile sarılıp buzlukta 15 dakika bekletilir.
Daha sonra hamurdan parçalar koparılarak sosisten biraz daha kalınca rulolar yapılır.
Hazırlanan rulolar bir tepsiye alınıp buzlukta iki saat dinlendirilir.
iki saatin sonunda rulolar 1 er cm eninde keskin bir bıçak ile kesilir. Avuç içinde hafifçe bastırılıp yağlı kağıt serili tepsiye sıralanan kurabiyeler önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında 15-20 dakika pişirilir.
Afiyet bal şeker olsun :)

22 Şubat 2011 Salı

Zeytinyağlı Yıldız Şehriyeli Kırmızı Biber Dolması


Merhabalar:)
Nasılsınız a dostlar ? Birçoğunuz hırsız vakasından hayretler içerisindesiniz değil mi?
Ben hiç şaşkın değilim, umrumda bile değil aslında, o hırsız için kafa yormayacağım...
Hırsız işte, hırsız hırsız hırsız..
Fazla konuşmayacağım... Sadece cümleden geçmiş olsun diyorum...
Zira komşularımızla harika bir gün geçirdik, nefis gözlemeler yedik :)
Haftaya bizde buluşmak üzere sözleştik..Nefis şeyler planlıyoruum :)) Tabiiki de paylaşacağım sizlerle..
Bugün de nefis bir dolma paylaşacağım sizlerle, lezzet dergisinin web sitesinden aldım, denedim çok beğendim... Hatta iç malzemesinden pilav bile olur diye düşünüyorumm :)
Sizlerle paylaşacağım şimdi dilerim beğenirsiniz, denemenizi öneriyorum :))

Malzemeler:
9 adet kırmızı biber
1 su bardağı yıldız şehriye
1 kereviz sapı
1 tutam dereotu
2 çorba kaşığı tuzsuz fıstık
1 çay bardağı zeytinyağı
1 çorba kaşığı kuş üzümü
Tuz, karabiber

Yapılışı:
Kuşüzümleri ılık su ile ıslatılır, 10 dk. bekletilir.
Biberlerin çekirdeklerini temizleyip bir tanesi küp küp doğranır, kereviz sapı ve dereotları ince ince kıyılır..
Zeytinyağının yarısı küçük bir tencereye alınıp hafif ısıtılır, yıldız şehriye ve fıstıkla hafifçe kavrulur.
Şehriyelerin üzerine biberler, doğranmış kereviz sapları, dereotları ile tuz ve karabiber eklenerek üzerini geçecek kadar sıcak su ilave edilen karışım pişmeye bırakılır..
Suyunu tamamen çeken şehriyeli iç biberlerin içine paylaştırılır ve biberler tencereye yerleştirilip üzerine bir su bardağı sıcak su gezdirilip kalan zeytinyağı da dolmaların üzerine gezdirilir, pişmeye bırakılır..

Afiyet bal şeker olsun..

21 Şubat 2011 Pazartesi

Ananaslı Yaban Mersinli Beyaz Çikolatalı Kek


Merhabalar sevgili dostlar:))
Bugün netten kaynaklanan bir sorunla çoğunuzu ziyaret edemesem de yazımdan hemen sonra birer tabak kekle geleceğim gönlünüzü almaya:))
Sorunu da hallettim aslında servis sağlayıcımız sağolsun ilgilendi bizimle:))
Dünkü yazım ile ilgili yapılan yorumlar beni ziyadesiyle mutlu etti:) Tüm sevdiklerime çok çok teşekkür ediyorum.. Hele sevgili Filiz Ablam demiş ya "şimdi hikaye diyorsun ama yazdıklarınla roman olacak bu blog" diye:) Nasıl sevindim anlatamam:) Gerçekten baskıya dökermiyim acaba birgün? Bunu düşünmeliyim..
Bahar gelse diye heyecanla bekliyorum:) İçinde köy özlemi olan sevgili okuyucularıma, memleket haberi bekleyen İnci Ablama birbirinden güzel fotoğraflarla merhaba diyeceğim ozaman.. Görüntülerle bile olsa bir nebze hayalinize katılabilmek en ve köyüm için çok güzel birşey olacaktır:)
Sözün özü seviyorum blogları ben, kiminin hatırası, kiminin fotoğrafı, kiminin sevinci, kiminin üzüntüsü, kiminin mutluluğu derken hayatlarımız bir anlığına da olsa birleşiyor:) Biryerlere yerleşiyor hayat günlüğümüzde..
Hayatımızın bugünkü sayfasına Kalpkurabiye' den bir kek eklensin.. Öyle bir kek ki; içindeki ananasın minik zerrecikleri ve o güzel kokusu ile, yaban mersininin o tatlı ekşi haliyle, beyaz çikolatanın kıyır kıyırlığı ile bütünleşen nefis lezzetli bir kek:)
ve tarifiiimm:)))

Malzemeler:
4 adet yumurta
1 su bardağı tozşeker
1 su bardağı krema
1 pk. kabartma tozu
1 pk. vanilin
1 su bardağı minicik doğranmış ananas
1 su bardağı ananas suyu veya evde hazırlanmış ananas kompostosu
100 gr. beyaz çikolata
1 çay bardağı yaban mersini
3 çorba kaşığı hindistan cevizi
3,5-4 su bardağı un

Yapılışı:
Yumurtalar ve şeker iyice çırpılıp üzerine sırası ile krema, kabartma tozu, vanilin, ananas suyu eklenrek karıştırılır..
Un ilave ederek akışkan kek kıvamı sağlandıktan sonra, doğranmış ananaslar, yaban mersinleri ve rendelenmiş beyaz çikolatalar ilave edilip tahta kaşık ile karışıma yedirilir.
Yağlanıp unlanmış ke kalıbına dökülen kek önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında  pişirilir..

Afiyet bal şeker olsun:))

20 Şubat 2011 Pazar

Yer Elması Çorbası


Merhabalar:)
Çok kıymetli dostlarım, kardeşlerim, ablalarım ve tümm okuyucularım:)
Nasılsınız? Haliniz, vaktiniz, keyfiniz, neşeniz yerinde mi?
Bendeniz çok iyiyim:) Zira kar yağışı yeniden başladı buralarda:) Soğuk sızlatıyor burun direklerini, ilikleri, kemikleri..
Sert memleket, soğuk memleket buraları:) Ama yine de seviyorum, sevmeye de hep devam edeceğim..
Küçüklüğümde yazları gelirdik köye, iki hafta rüya gibi gezer, tozar gülüşürdük:) Eve yani Gebzeye dönerken köy gözden kaybolana kadar arkama bakar, geride bıraktığım için üzülür, ilkokuda öğrendiğim "orda bir köy var uzakta" şarkısını söylerim:) 12-13 yaşıma gelene kadar söyledim bu şarkıyı:) Hep köyde yaşamayı hayal eder dururdum..
Ot dolu öküz arabalarına binmek, pamuk gibi otların arasında kaybolmak, deliler gibi çığlıklar atarak gülmek, kuyudan su çekmek, inekleri, koyunları sevmek, tarlalarda gezinmek, köy çeşmesinin oluğuna girmek, kikir kikir gülüşmek hatta gecenin seesiliğindeki baykuş seslerinden korkmak bile pek renkli pek güzeldi.. Tıpkı okuduğum "Ayşegül" kitaplarındaki gibi..
Sonra 19 yaşıma geldiğimde köye taşınacağımız fikrinin ortaya çıkmasına çok sevindim.. Hem babamın rahatsızlığı iyileşecekti, hemde  nemden, gürültüden, stresten uzak olacaktık.. Hayatımın en parlak döneminde çoğu kesim köye gitmemin, orada yaşamanın aptallık(!) olduğunu düşünse de en güzel karardı bence..
Hem mutfağa da burada girmeye başladım, zira Gebzedeyken makarna bile pişiremiyordum:) 2006 senesinde 19 yaşımdaydım buraya geldiğimizde ve ben aynı yıl mutfağa girmeye, birşeyler yapmaya, gelişmeye başladım:)
Buraları bambaşka benim için.. 
Nerelere geldi bu konu bilemiyorum ama hayatım hikaye kitabı gibi:) Roman değil henüz:) Dolu dizgin hırsların peşinden koşmaktansa, doğa ile dolu dizgin olmayı seçtim..Pişmanmıyım? Asla!!!!
Ben anlattıkça hem hayalimde tasvir eder hem kelimelere dökerim bu satırlar da uzaaarr gider.. Bu karlı ve soğuk akşamda, rüzgarın uğultusu arasında, içiniz ısınsın diye sımsıcacık bir çorba ile başlamak istedim haftaya...
İç sıcaklığınız hiç soğumasın :)
Çorbamın tarifi çok kıymetli Mine Ablacığımdan... Zevkle uyguladım ve aynı zevk ile içtim.. Harika bir çorbaydı..
Diyabetliler için uygulandığında patates koyulmamasını öneririm, zira babam için yaptığımda patates koymadan yaptım, yerine kereviz koydum, sütte az yağlı süt kullandım..
Bu güzel çorba vasıtası ile sevgili Mine Ablama ve çok kıymetli prensesi Mügeciğime sevgi ve öpücüklerimi yolluyorum..
Bu arada yer elması ile barışmamı sağlayan Çıtır Galeta'ma teşekkür ediyorum asla unutamam bu kıyağı ;)
İşte tarifim;

Malzemeler:
500 gr. yer elması
1 adet patates (DİYABET HASTALARI EKLEMESİNLER, KEREVİZ DÜŞÜNÜLEBİLİR YERİNE)
1 adet kuru soğan
1 su bardağı süt (DİYABET HASTALARI AZYAĞLI SÜT KULLANABİLİRLER)
Yarım çay kaşığı kişniş (isteğe bağlı)
Yarım çay kaşığı zencefil
Tuz, karabiber
Kıvama bağlı miktarda etsuyu veya su
2 çorba kaşığı fındık yağı

Yapılışı:
Yer elmaları ve patates güzelce soyulup dilimlenir..
Soğan yemeklik doğranıp fındıkyağında pembeleştirilir. Soğanla iyice solduktan sonra üzerine patates ve yer elmaları eklenir kavrulur.
Kavrulan sebzelerin üzerini iki parmak geçecek kadar su gezdirilip pişmeye bırakılır..
Sebzeler piştikten sonra blendırdan geçirilir veya patates ezeceği ile ezilir.Püre kıvamına gelen sebzeleri açmak için süt gezdirilir ve karıştırılır.
Daha sonra kıvamı koyu gelirse sıcak su veya etsuyu ilavesi yapılarak baharatları verilen çorba iki taşım kaynatılarak ocaktan alınır..
Sıcak Sıcak servis edilir..

Afiyet bal şeker olsun :)

19 Şubat 2011 Cumartesi

Mutluyum, Düzce' den Bir Sandık Hediyem Var:)


Merhabalar:)
Dün dedim ya size mutluyum diye:)
Bugün açıklama vakti..
Dün öğleden sonra kapıya gelen kocaman paket yüzümde kocamann hemde baya bir kocaman gülümseme oluşturdu:)
Sevgili Balpare'm ve ablası bana el emekleri ile dolu kocamannn bir paket yollamışlar..
Sevgili kardeşime ve kıymetli ablasına bu harika hediyeleri için çok çok teşekkür ediyorum..
Sevincimi Derya Ablam ile paylaşmıştım o anda, "ağzın kulaklarında bıcırığım" demişti bana:) Öpüyorum seni de canım ablam:)
Görmeden sevmek kavramında ne kadar güzel dostluklar kurmuşuz.. Gönül köprülerimiz nerelerden nerelere ulaşmış..
Bloğumu ve bloğum vasıtası ile tanıdığımm tümm kardeşlerimi, ablalarımı, dostlarımı ve tümm okuyucularımı çok seviyorum...
Ayrıca canım kardeşim ilk blog arkadaşım Aslı'mın bloğu Pembe Tatlar' da 2 yaşında kutluyorum Aslıcığım... Nice güzel yıllara ve paylaşımlara inşallah hep beraber:)
Bakalım bana ne ciciler gemiş:))
Kurdela nakışı harika bir bohça...

Birbirinden cici sabunları ile birlikte lifler...

Çeyizlerimizin vazgeçilmezi yemeniler..

Ve patikler...

Harika bir örtü...

Nefis bir kurdela nakışı havlu..

Prenses temalı bir havlu..

En sevdiğim renklerle bezeli boncuk işleme havlu..

Mutfak havlusu hemde iğne oyalı...

ve seccade muhteşem bir parça..

seccadeye bir de yakından bakın ne kadar muhteşem..

ve canım arkadaşımın işleme panosu, camı kırılmış yolda ama ben yaptıracağım hemen...
çok kıymetli Balpare'm ve ablasına çok çok teşekkür ediyorum...
Mutlu pazarlar dilerim:)

18 Şubat 2011 Cuma

Pizza Poğaçalar :)

Merhabalar:)
Ne kadar tatlı bir hafta geçirdik değil mi?
Pastalar, kurabiyeler, kekler, tatlılar:)
Tüm ömrümüz aynı tatlılıkla geçsin inşallah:) Ben bugün çok mutluyum:) Bu mutluluğumu sizlerle yarın paylaşacağım inşallah:) Ne güzell dostluklar kurmuşuz, ne kadar güzel bir ortamdayız birkez daha anladım:)
Ayrıca dünkü tarifim için yapılan tüm yorumlara teşekkür ediyorum:) Çok mutlu oldum ağzım kulşaklarımda okudum:)
Bugün ise sizlerle haftasonu kahvaltılarına yaraşır bir tarif paylaşacağım:) Sevgili Arkadaşım Melike bu tarifi paylaştığında akşam üstü idi.. Canım istediğinden midir nedir hemen kakıp yapmıştım bu poğaçaları:)
Seviyorum böyle peynirli domatesli mamaları ben:)
Yayınlamak bugüne kısmetmiş:)
Sevgili arkadaşıma tekrar teşekkür ediyorum ve kendisinin yorumu ile nasılmış bu poğaçalar bakmak için Tıklayın :)
Denemeniz dileğimle:) Cümleden mutlu haftasonları:)

Malzemeler:
1 su bardağı ılık su
yarım paket yaş maya
1 yemek kaşığı şeker
1 çay bardağı yoğurt
1 çay bardağı sıvı yağ
1 tatlı kaşığı tuz
2 tane yumurta(bir tanesinin sarısı üzerine)
yaklaşık 4 su bardağı un
Üzeri İçin:
beyaz peynir
domates
haşhaş tohumu
Yapılışı:
Su,şeker,tuz ve maya 15 dakika bekletilerek mayalandırılır.
Diğer tüm malzemeler sırası ile karışıma eklenir, en son elekten geçirilmiş un yavaş yavaş ilave edilir ve yumuşak kıvamlı bir hamur elde edilir.
Hamur yaklaşık 1 saat kadar üzeri kapalı bir şekilde bekletilir.
Hamurdan ufak parçalar koparılıp yuvarlak şekil verilir ve üzerine domates, peynir yerleştirilip yumurta sarısı sürülür, haşhaş serpilerek önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında kızarana kadar pişrilir.

Afiyet bal şeker olsun...

17 Şubat 2011 Perşembe

Balkabaklı Topkek, Üzerine Balkabağı Püresi, Zirvede Kaymak


Mübarek Perşembeyi yolculayıp, Mübarek Cuma' ya kavuşacağımız bu güzell akşamdan merhabalar:)
Selamlar, hürmetler..
Allah dualarınızı kabul etsin, muradınıza erdirsin inşAllah..
Âmiin!!!
Efendim bir sorum olacak...
Boynuz kulağı geçti mi?
Bence geçmedi ama bu sözüyle bende özleşen Necla Ablam nasıl düşünür bilemiyorum :)
Evvelki gün Narince' de canım Necla Ablam nefis bir kek fotoğraflamış tarifini "kabaca" diye tabir ederek şöyle bir anlatmıştı.. Bende kendisine "Ablacım bu tarifi ben bir yapayım, ölçülendireyim ne dersin ? "dedim..
Ablacığım çok güzel karşıladı bu fikri ki, "Yap bakalım, ben de sana yönlendireyim herkesi" dedi..
Dün geç kalmıştım yapıp, hazırlayıp, fotoğraflamak için.. Bugün misafirler gelmeden evvel hazırladım ve fotoğrafladım..Yaklaşık 35 poz çektim ve dış mekan çekimlerim ile güneş ışığını tül arasından yansıtan çekimim ilklere yerleşti..Dilerim beğenmişsinizdir.. Herkes çok beğendi.. Gördüklerinde gözleri ışıldadı:) Bende kikir kikir güldüm elbet:)
Necla Ablama, bana her zaman yaptığı güzel yorumlar, özverili yaklaşımı, gurur duyduğunu belirttiği ve en önemlisi beni çoğu zaman kendine benzettiği için minnettarım, teşekkürlerimi sunuyorum..
Dilerim ki ablacığım verdiğin bu fikri layığı ile yerine getirmişimdir...
ve tarifim;

Malzemeler:
12 adet kalp muffin için:
3 adet yumurta
Yarım su bardağı üzüm pekmezi
Yarım çay bardağı tozşeker
1 çay bardağı fındık yağı
5 çorba kaşığı yoğurt
1 pk. kabartma tozu
1 pk. vanilin
1 çay kaşığı zencefil
1 çay kaşığı tarçın
1 su bardağı balkabağı rendesi
2,5 su bardağı un
Üzeri için:
Kabak tatlısı püresi
Kaymak
Toz fıstık ve granül çikolata

Yapılışı:
Yumurtalar, şeker ve yoğurt iyice çırpılarak içerisine pekmez eklenerek çırpma işi sürdürülür.
Yumurtalı karışıma sırası ile; fındık yağı, vanilin, kabartma tozu, zencefil ve tarçın eklenir.
Elde edilen karışıma un yavaş yavaş eklenir ve tahta kaşıkla harca iyice yedirilir.. En son balkabağı rendesi eklenerek şöyle bir karıştırılır ve karışım  muffin kalıplarına pay edilerek önceden ısıtılmış 175 derecelik fırında pişirilir.
Fırından çıkan muffinler soğuduktan sonra üzerlerine balkabağı püresi sürülür ve kaymak parçası kondurulur.. Fıstık ve granül çikolatalar ile süslenen muffinler servise hazırdır..

Afiyet bal şeker olsun..

16 Şubat 2011 Çarşamba

Cranberry Biscotti-Cantuccini

Merhabalar :)
Tüm dostlarıma, ablalarıma, kardeşlerime, sessiz takipçilerime herkese kucak dolusu selamlar, hürmetler..
O kadar şanslıyım ki çok şükür sizlerle birlikteyim diyorum kendi kendime..
Zira hep dua ederim Allah kimseyi insan içinde yalnız bırakmasın diye..
Tesellileriniz, takdirleriniz, beğenileriniz, önerileriniz ve güzel dilekleriniz için müteşekkirim..
İyi ki varsınız!!!!
Bir duyurum var:) Sevgili Balpare kardeşimiz yeni bir blogla geri döndü TIKLAYINNNN!!!
Bugün sizlerle çok kıymetli blog kardeşlerimden, tasarımlarını gıpta ederek izlediğim, her daim gurur duyduğum, memleketinden uzakta gurbette hayatını sürdürmeye çalışan sevgili Sevim Abla' dan bir tarifimi paylaşmak istiyorum..
Bu vesile ile gurbetteki tüm blogdaşlar ve sessiz takipçilerime de hürmetler ediyorum..
Taa geçen yıl almıştım bu tarifi bloğunda görür görmez.. Defterime geçirdiğim belkide yüzlerce tarif arasında hep aklımda idi ama temel malzemelerinden cranberry bir türlü bulamamıştım.. Yaban Mersini ile yapsam dedim, içime sinmedi..Kaldı bir köşede.. Derken carrefourda küfe küfe satışa sunulduğunu görünce o hızla bir kilogram aldım:) Neme lazım belki bulamam bir daha:) Alır almaz da hemen aklımda olan bu biscottileri yaptım..
Buralarda bulamayacağımı düşündüğüm ve bulamadığım bir çok tarifi de not ediyorum bu sebepten.. Belki bir gün oluyor pat diye çıkıyor karşıma, hemen şimşekler çakıyor, o tarif canlanıyor gözümde.. Ya ben yemek yapmaya programlandım, ya da devrelerim bu yöne çalışıyor bilemeyeceğim:)
Çok dallandırdım hikayemi:) Annem çift fırınlanışından ve değişik bir tarifi oluşundan dolayı biraz ümitsizdi ki her değişik tarife göz ucuyla bakar burun kıvırır, ama bu sefer en çok beğenen o oldu:) Kardeşim defalarca telefonda abla süperdi hep yap bana bundan dedi durdu :) Ben mutlu olmayayayım da kim olsun?
Lakin pek düzgün kesemedim, hatta bugün sevgili Ayşen Abla'da da gördüm maşallah ne kadar da güzel kesmişti:) belki çok malzemeli olduğundan ben kesemedim diye düşündüm ama biraz da ilk seferimin tecrübesizliğine verdim.. Birde tuzsuz fıstıklrı ablacığımın önerisine uyup bütün bütün attım şahane oldu.. Sonuçta tuttum bu biscotti işini gelsin tarifler:)
Şimdi sıra sizlerle paylaşmakta buyrunuz, almazmısınız?

Malzemeler:
400 gr un
2 tatli kasigi kabartma tozu
yarim tatli kasigi tuz
200 gr seker
2 yemek kasigi sivi yag
3 büyük yumurta
150 gr kuru cranberrys
120 gr tuzsuz fistik
100 gr beyaz cikolata

Yapilisi:
Derin bir kapta un, tuz, şeker ve kabartma tozu karıştırılıp, yağ ve yumurtalar eklenerek iyice yoğrulur.
Elde edilen karışıma beyaz cikolata, fistik ve cranberryler ilave edilip  iyice yoğrulur.
Biscotti hamuru üç eşit parçaya bölünüp her parça uzunlamasına şekillendirilerek yağlı kağıt serili tepsiye alınır ve önceden ısıtılmış 175 derecelik fırında 20 dakika pişirilir.
20 dk. sonucunda biscotti ruloları fırından çıkarılıp 15 dk. dinlendirilir ve 1 er cm genişliğinde dilimlenerek her parça yağlı kağıt serili tepsiye dikine yerleştirilir ve tekrar önceden ısıtılmış 160 derecelik fırında 20 dakika pişirilir..
Fırından çıkan biscottiler soğuduktan sonra servise hazırdır.

Afiyet bal şeker olsun:)

15 Şubat 2011 Salı

Karyağdı Keki (Limonlu) ve Hediyelerim :)


Merhabalar:)
Kandili, sevgililer gününü, doğum günlerini geçirdik, pastamızı yaptık helvamızı kavurduk yine buralardayız çok şükür:)
Kandil günü benim için çok güzel geçti..Komşularla toplaşıp helva kavurmak çok güzeldi..Tek bekar ben olduğum bana kavurtmaları da hoştu.. Bizim buralarda bekar kızların duasının ve elinin daha temiz, daha dürüst, daha saf olduğuna inanılır.. Gerçi adetlerimizin bir bütünü bu, bir çok yerde benzerine rastlıyoruz, nişan tepsisini kızların tutmasından, kına gecesinde kızların gelin etrafında dönmesinden falan..Güzel bir toplumuz vesselam, bendeniz de geleneklerime çok bağlıyım..
Beni çok mutlu eden birşey oldu geçen hafta:) Canım Sevda Ablacım bana el emeği,  göz nuru dökerek  yaptığı lif ve patiklerinden yollamak istemişti sağolsun, bende kabul etmiştim ve birakaç gün sonra cicilerimi aldığımda çok mutlu olmuştum.. Böyle çeşitli, değişik görünümlü liflerle ilgili sinir bozucu bir hatıram var birisi benim kalbimi çok kırmıştı ama sağolsun sevenlerim, ablalarım ve kardeşlerim beni türlü türlü hediyelere boğdular bu bağlamda:)
Bakınız ne kadar güzeller..
Açıklamak istediğim birşey daha var ki bana sorulan sorulara cevap niteliğinde olsun.. Herkes bana düğün ne zaman? kesin tarih belli mi? diye soruyor..Lakin üzgünüm ki, düğün ve herşey iptal oldu..Kardeşiniz yanlış hesap bağdattan döner hesabı nişanı attı.. O büyük sandığım yere göğe sığdıramadığım sevgi, yerle bir oldu, ne kadar zayıf bir temeldeymişiz ki son buldu, yıkıldı.. Üzülüyormuyum? Hayır!! Asla üzülmüyorum ve kimse benim için üzülmesin istiyorum..Sebep çok sıralanmak istenirse lakin işin özü şu ki; insanlar birbirlerine sırt dönmeyecekler, bu yola beraber çıkılmışsa eğer ilk yokuşta geri kaçmak olmayacak.. Gerekirse dinlenilecek, mola verilecek ama arkanı dönüp kaçmak olmayacak..Ben sizlerden hiçbirşeyimi gizlemediğim için bunu da gizlemek istemedim.. Yaklaşık onbeş gün evvel herşey tamamen bitti.. Tekrar söylüyorum ki dostlarım, ben kesinlikle üzülmüyorum sizlere hiçbirşekilde yansıtmadım da, bu yüzden, sizler de benim için üzülün istemiyorum.. Umut dileyin şans dileyin gelecekle igili bana olur mu?
Hepinizi çok seviyorum..
Neyse efendim.. Annemin doğum günüsü partisinde yaptığım bir kek ile sizleyim bugün...Sevgili Sevda Ablamın tariflerinden denedim, tek fark kabartma tozu kullanmadan, limonlu kek unu kullandım..
Kalp kalıplarla kestim ve sosladım:)
Limon ve çikolata ve hindistan cevizi nefis bir uyum gösterdiler, çok beğenildiler..
Sevda Ablamın nasıl yaptığını görmek isterseniz orjinal tarifi burada..
Malzemeler:
3 adet yumurta
1su bardağı tozşeker
1su bardağı sıvıyağ
1 su bardağı süt
1 pk vanilya
Yaklaşık 3,5 su bardağı Sinangil Limon aromalı kekun
Sos Malzemleri:
3su bardağı süt
25 gr. kakao
Yarım su bardağı şeker
Mantolamak için:
Hindistan cevizi

Yapılışı:
Kek için verilen yumurta veşeker çırpılıp üzerine sırası ile diğer malzemeler eklenerek akışkan kıvamlı bir kek harcı elde edilir..
Elde edilen harç orta boy fırın tepsisine dökülüp önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında pişirilir.
Sos için; verilen malzemeler bir tencerede karıştıra karıştıra pişirilir ve soğutulur.
Fırından çıkıp soğuyan kek kalp kalıpla kesilir.

Her kalp kek her yanı olmak suretiyle önce kakaolu sosa, sonra hindistan cevizine bulanarak servis tabağın alınır.
Bir saat veya tercihen bir gece dinlendirilip servis edilir..

Afiyet bal şeker olsun..

13 Şubat 2011 Pazar

Kivi Püreli Pasta,Labneli Krema, İyiki Doğdun Papatyam, Annemin Gecikmiş Doğumgünüsü ve Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun.


Merhabalar:))
Uzun zamandır bu kadar uzun soluklu bir başlık atmamıştım :)
Ne çok şey bir araya gelmiş efendim anlayamadım bende..
14 Şubat!!!!!
Öncelikle Mübarek Mevlid Kandilinizi, yani Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)' in dünyaya şeref buyurmalarının yıldönümü mübarek olsun diyorum..
O' na, Salih ruhuna edilen tüm dualarımız kabul buyurulsun, bu gece hayırlara vesile olsun inşaAllah..
Yaradanım Rabbim gül kokusunu koklamayı, O' nun merhamet gölgesinde dinlenmeyi nasip etsin bu günahkar ruhlarımıza..Günahlarımızı, yürekten tövbelerimizi af buyursun..Bizi kötülüklerden sakınsın, güzelliklere haşreylesin..
AMİN...
Bu güzel ve kıymetli günde sizlerle paylaşacağım diğer mevzuu ise; kadim dostum hatta sırdaşım, kardeşim bildiğim canım Papatyamın Doğum Günüsü..İyiki doğdun Papatyam.. İyiki varsın.. Annem için hazırladığım bu pasta sana hediyemdir.. Beğenmen umidi ile..
23 Nisan' ın, Portakal Şekerlemen seni çok seviyor..Herşey çok güzel olacak :)
ve anneciğimin doğum günüsü, 42. yaşına giriş töreni :)..Aslında 2 Şubattı demiştim ya, babamın rahatsızlığı sebebi ile kutlamamıştık..
Babamı yolladığımıza göre bir toplantı planladık ve buradaki sevdiklerimizle güzell bir toplantı yaptık.. Bugün paylaşacağım pastam da annemin doğum günü pastası:)
ben hiçbir fotoğraf çekemedim koşuşturmaktan:) Çok yoruldum lakin harika geçti..Tarifler verildi, Maşallah denildi:)
Sonra biraz bunaldım bu haftasonu, bazı meseleler varki canını sıkıyor insanın oluyor ara ara.. Çok şükür sevdiklerim var, unutuyorum, rahatlıyorum...
Bu kadar laftan sonra şimdi de biraz pasta; bakalım beğenecekmisiniz? Bir benzerini daha evvel yaptığım pastamda değişik bir krema kullandım bu kez ve daha da renklendirdim..
Sevgili Müge HÜNER' den adapte ettiğim bu krema bu pastaya pek yakıştı...

Malzemeler:

1 pk. kedidi dili bisküvi (36 adet)
Bisküvileri ıslatmak için: taze sıkılmış portakal suyu
İçi ve üzeri için:
8 adet Kivi+2 çorba kaşığı pudra şekeri
Damla çikolata, çilekli damla çikolata, beyaz granül çikolata
Muz
Süslemek için: sade krem şanti
Labneli Kreması İçin:
3 su bardağı süt
2 çay bardağı toz şeker
1 çay bardağı un
2 tatlı kaşığı mısır nişastası
2 adet yumurta sarısı
1 paket vanilin
1 paket labne peyniri (200 gr.)

Yapılışı:
Pasta kreması pastaya sıcak olarak verileceğinden öncelikle ön hazırlıkla başlanır..
Kiviler soyulup dilimlenir ve üzerine iki kaşık pudra şekeri serpilerek robotta püre haline getirilir..
Bu aşamada kivilerin lezzetli olup olmadığını kontrol ediniz.
Bisküvileri ıslatmak için 2 adet portakal suyu sıkılır.
Kek kalıbının tabanına ve kenarlarına meyve suyu ile ıslatılmış kedi dili bisküvileri dizilir.
Krema için; vanilin ve labne peyniri hariç tüm malzemeler tencerede karıştırılıp, orta ateşte sürekli karıştırarak pişirilir. Kaynadıktan 2 dk. sonra ocaktan alınıp vanilin ve labne peyniri eklenerek hızlıca çırpılır..
Pastaya sıcak olarak eklenecektir.
Kek kalıbının tabanına döşenmiş bisküvilerin üzerine kremanın dörtte biri dökülüp kivi püresi yayılır, bir sıra bisküvi dizip, kremadan dökülür ve muz dilimleri dizilip bir sıra daha bisküvi dizilir, krema dökülüp çikolata serpilir tekrar bisküvi dizilip son krema dökülür ve pasta bisviler ile kaplanıp üzerine alüminyum folyo örtülerek buzlukta yarım saat dinlendirilir.
Yarım saatin sonunda kalıpta çıkarılan pastanın üzeri ve etrafı kremşanti ve çikolatalarla süslenip bir gece buzlukta dinlendirildikten sonra dilimlenerek servis edilir..

Afiyet bal şeker olsun :)

11 Şubat 2011 Cuma

Kiremitte Mantarlı Tavuk Sote

Merhabalar sevgili dostlar:)
Yalancı bahar bizi kandırdı dedim ya hemde felaket kandırdı..İki gündür aralıksız kar yağıyor yerde bir karış kar oldu:) Yok yoookk kış daha bitmedi..
Lakin geçen haftasonu, güneş yüzünü göstermişti bizlere azıcık bizde o arada çıktık balkona annemin deyimi ile "kemiklerimizi ısıtıık"..
İnsan doğa ile iç içe yaşayınca her hali bir güzel görünüyor göze.. Bir kuş cıvıltısı, bir orman kokusu, bir rüzgar esintisi kulaklara işleniyor mani gibi..
Yüzünüze direk olarak vuruyor mevsimler burada..
Yazın sıcağı buğday başaklarında,
sonbaharın yakan rüzgarı dökülen yapraklarla birlikte çam hışırtılarında,
kışın soğuğu kristal kar tanelerinde, örtülmüş doğadaki hayvanların ayak izlerinde,
baharın çiçek ve ot kokulu meltemi yeşilliği ile yüreğinize, iliğinize işliyor..
Mesudum ben burada..İyiki varsın doğa..
Doğanın güzel anlarıyla iç içe olan o günde hem yürüyüşler yaptık, hem temizlikler ve tabiiki bir de yemek yaptık şahane..
Bugün sizlerle onu paylaşacağım..
Efendim öncelikle sebzeleri ve etleri doğramakla başladık işe, en güzel mantarlar göründü gözüme ki en önemli ögelerdendi..


Sonra kiremitli mangalın altını yaktık odun ile.. Kiremit ısındı verdik ateşe yarım kilogram küp küp doğranmış tavuk etlerini..miss gibi..
Sonra iki adet kırmızı biber ve bir adet piyazlık doğranmış büyükçe bir soğanı kattık karıştırdık..
Sonra da doğranmış 300 gr. mantarı..
En son 3 adet kabukları özellikle soyulmadan küp küp doğanmış domatesleri...
Sebzeleri eklenince içine kapattık uydurduğumuz kapağı, pişmeye bıraktık..
Peşinden tuzunu, karabiberini, italyan otunu, fesleğenini renk katsın tat versin diye birazcık kırmızı pulbiberini ekledik, şöyle bir çevirdik....
Salata hazıradık bu arada kırmızı pancarlı, rokalı, yer elmalı ve bol yeşillikli..


İndirdik ocaktan sonra...Tabaklara servis ettik, doyulmadı tadına...
Sonrada bitişini fotoğrafladım elbet..
Afiyetle yenildi içildi, yaradana şükürler edildi.. Kiremidin üstünde kalan birer lokma da kokusuna şahid olan köpekciklere verildi...


Evinizin neşesi, ağzınızın tadı daim olsun.. Hiç mi hiç bozulmasın inşaAllah..


Mutlu hafta sonları dilerim..