30 Kasım 2010 Salı

Bomba Kurabiye


Merhabalar:))
Herkese iç huzuru, gönül sağlığı ve de boooll booll mutluluk diliyorum gönül penceremden..:))
Fırından yeni çıkmış misss gibi kurabiyeler istermisiniz ? Epeyce bir zamandır erteliyordum kurabiye yapımını ya da birşeylerden sıra gelmiyordu bilemiyorum, lakin bugün yeter dedim ve geçtim mutfağa.. Aslında bir esinleniş vardı içimdeki bu istekte.. Sevgili cankuşum Papatyam başarıdan başarıya koşup bizler gururlandırırken ben de onun bomba kekinden esinlendim ve bu kurabiyeleri oluşturdum:))
Nihayete erdiğimizde ortaya bu bombalar çıktı işte:))
Bir de sevgili Feriha Ablam var, geçenlerde sevgili Zeliha' da bahsetmişti kendisinden hepimiz onu biliyor ve tanıyoruz.. Bu aralar yakından görüşme şansımız oldu telefonlaştık sesimizi ulaştırdık birbirimize o kadar içten o kadar nayif bir hanım ki anlatamam.. Allahtan acil şifalar diliyorum kıymetli ablacığıma..
Ve tarifime geçiyorum, beğenilmesini umarak...

Malzemeler:
125 gr. margarin
Yarım çay bardağı sıvıyağ
1,5 su bardağı pudra şekeri
1 çorba kaşığı mısır nişastası
1 paket kabartma tozu
1 paket gourmet vanilin
1 su bardağı kuru meyve şekerlemesi
1 çay bardağı fındık kırığı
2 çorba kaşığı toz antep fıstığı
2 çorba kaşığı parça çikolata
3 çorba kaşığı kakao
Yarım çay bardağı çok mini doğranmış kuru kayısı ve kuru incir karışımı
Aldığınca un

Yapılışı:
Margarin oda ısısında yumuşatılıp üzerine tüm malzemeler sıra ile eklenip azar azar un ilave edilerek kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edilir..
Elde edilen hamur streç filme sarılıp buzdolabında yarım saat dinlendirilir..
Daha sonra hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparılıp elle yuvarlanarak yassı şekil verilen kurabiyeler yağlı kağıt serili tepsiye sıralanıp önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında 20 dk.pişrilip ılınınca servis edilir..

Afiyet bal şeker olsun..

29 Kasım 2010 Pazartesi

Fırında Parmak Köfteli Ispanaklı Yumurta

Merhabalar:))
Mutlu günler diliyorum tümm arkadaşlarıma ve misafirlere:))
Aralıık ayına adım adıyor olsak da oldukça sıcak ve ılık günler yaşıyoruz.. Batı bölgelerde normal birşey belki ama bizim muhit için hiç normal değil:)) Buna da şükür diyoruz:))
Bugün oldukça renkli geçti:)) Pazar gününü evde değerlendirip bugün annemle attık kendimizi sokaklara:)) Çarşı pazar gezdik su takımları, teflon pilav tencereleri, uyku setleri baktık:)) Surat şeklimizden midir, çok incelediğimizden midir yada benim bir türlü karar veremiyor oluşumdan mıdır nedir bilmiyorum hemen anlayıveriyorlar çeyiz için bakındığımızı:)) Her satıcı ürünlerini güzelce tanıtıyor ama ben hepkararsız kalıyorum geziyoruz geziyoruz ama sonunda karaımı verdim:)) Paşabahçe mağazasından zarif bir su takımı beğendimm:)) Teşhir ürününü "çeyiz" olduğu için vermeyelim, yeni sipariş edeyim 20 gün sonra alın diyen mağaza elemanı gönlümü kazandı ve yanında bir sürü şeyler aldırdı bana:) Aslında böyle itina gösterilmesi hoşuma gitmiyor değil:) Çok fazla birşeyler almaktansa az ve öz almaktan yanayım:) Buyüzden çok seçiyor ve zor beğeniyorum, aklım kalmasın istiyorum:)) Ev kurmak, eşya almak hiç kolay değilmiş allah herkesin yardımcısı olsun..
Herşey ama herşey lazım ve liste uzayıııpp gidiyor eksikler bitmiyor ama ufak tefekte olsa bir açık daha kapanmış oluyor:))
Böyle keşmekeşli bir gün yaşayınca biz akşam da aperatif oluversin dedik ve dolaptaki bir miktar kıymamızı, bahçe ıspanağımızı, yumurtamızı birleştirip oluşturuverdik menüyü:) Yanına bir de çorba miiss:))

Malzemeler:
500 gr. ıspanak
1 adet soğan
sıvıyağ
Tuz, karabiber
3 adet yumurta
Köftesi için:
150 gr. kıyma
1 dilim ekmek içi
Bir tutam maydonoz
1 yumurta
Tuz, karabiber,kimyon, taze nane, kırmızı toz biber

Yapılışı:
Öncelikle ıspanaklar sirkeli tuzlu suda dinlendirilir.
Soğan yemeklik doğranıp az miktarda sıvıyağ ve tuz ile sotelenir ve yanına doğranmış ıspanalar eklenerek kavrulur..
Kavrulan ıspanak ocaktan alınıp bir tepsiye yayılır ve sırası gelene dek bekletilir..
Köftesi için;
kıyma, ekmek içi, ince kıyılmış maydonoz, yumurta ve baharatlar karıştırılıp yoğrulur ve parmak parmak şekil verilir..
Tepsideki ıspanağın belirli kısımlarına oyuklar açılıp iki adet parmak köfte ile yuvarlak yapılır

 ve önceden ısıtılmış 180 derecelik fırına verilir..
Köfteler hafif kızardıktan sonra yumurtalar köftelerin oluşturduğu çemberin içine birer adet kırılır ve tekrar fırına verilip yumurtalar hazır olana dek pişirilip servis edilir..

Afiyet bal şeker olsun...

28 Kasım 2010 Pazar

Nohutlu Fellah Köfte

Merhabalar:))
Güzel ve sımsıcak bir haftasonunun ardından bloğumla ve sizlerle buluşmanın heyecanını yaşıyorumm:))
Herkesinnn keyfi yerindedir diye düşünüyorum:)) Öyle olmasını gönülden arzu ediyorum :))
Bu haftasonu herşeyden çok sevgili Papatyamın başarısına sevindim:)) Çektiği bir fotoğraf Bir albümün kapağına fotoğraf olan papatyamı birkez daha canı gönülden kutluyorum:)) Birimizin başarısı hepimizin başarısı sanki öyle gururlanıyorum ki anlatamam.. Başarılarının devamını dilerim cankuşum :))
ve tarifimiz; evet her zaman ki gibi boşdurmayan bendeniz  bu haftasonumuzu bu güzeell salata ile taçlandırdım:) Fellah köftesini hep yapardım bu kez de böyle deneyeyim dedim vallahi ne de iyi etmişim:)) Şiddetle öneririm:))

Malzemeler:
2 su bardağı köftelik bulgur
2 su bardağı sıcak su
1 çay bardağı ezilmiş nohut
5 çorba kaşığı un
1 yumurta
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı kimyon

Haşlamak için:
5 su bardağı kaynar su
1 tatlı kaşığı tuz
Üst sosu:
2 çorba kaşığı tereyağ
1 çorba kaşığı salça
3-5 diş sarmısak
tuz
1 çorba kaşığı kadar limon suyu
Her köfte için bir adet haşlanmış nohut

Yan süsleme malzemeleri:
2 ad. domates
1 ad. çarliston veya sivri biber
Bir tutam maydonoz
1 çay kaşığı sumak
Küçük bir kase yoğurt (isteğe göre)


Yapılışı:
bulgurlar yıkanıp bir kaba alınır üzerine 2 su bardağı sıcak su eklenip üstü örtülür bulgurun suyu çekmesi için 10 dakika beklenir.
10 dakika sonra bulgurların içerisine yumurta, un, nohut ezmesi ve baharatlar eklenir, yoğrulur çok kuru olursa ki bazen olabiliyor çok çok az su eklenir neticede bulgurlar kolayca şekil alabilecek kıvama erişene kadar yoğrulur. Oluşturulan bulgurlu hamurdan misket büyüklüğünde parçalar koparılır, top top yapılır ve içlerine birer tane nohut taneciği ilave edilir. Köfte şekillendirme işi bittikten sonra yayvan bir tencereye 5 su bardağı kaynar su alınır ve köfteler kaynamakta olan suyun içerisine bırakılır. Köfteler suda hafif yumuşayıncaya kadar haşlanır.
Köfteler haşlanırken tereyağ bir tavada eritilir üzerine salça ve ince ince doğranmış sarmısaklar, çok az tuz ve köftelerin haşlandığı sudan bir kepçe konup kavrulur.
Haşlanan köfteler servis tabağına alınır üzerine salçalı sos gezdirilir ve limon suyu gezdirilir. Küp küp domatesler ve biberler kenarlarına serpiştirilir. İsteğe göre çırpılmış yoğurtta eklenir maydonozlar ile süslenir en son sumak da ekilip servise hazır hale getirilir.


Afiyet olsun..:)


26 Kasım 2010 Cuma

Çeyiz Kesitleri 2 - Yelek ve Şallar


Merhabalar:))
Güzel bir haftasonuna yelken açıyoruz canlar:)) Gerçi havalar nanemolla ama içimiz hala yazı yaşıyor bizim:))
Umarım ki herkes benimle aynı kanıdadır:))
Baya hemde baya bir önce çeyiizmden bir bölüm yayınlamıştım sizlere ve şu son on günde e hani devamı gibisinden mail ve yayınlamadığım yorumlar aldım:)) ve işte devamı cumartesilerimizi şenlendirelim:)) Bu aralar pikocuydu, mobilyacıydı, küçük eşyası vesairesi derken baya bir çeyiz ve evkurm telaşesindeyiz..
Hafta başında da bahsettiğim gibi mobilyalarımızın tümünü bellonadan aldık, mayıs ayına kadar saklayacaklar biz mayısta evimizi kiralayacağız ve eşyalar kurulacak tam günü belli olmasa da haziran ayı ortalarında da allah nasip ederse dünya evine gireceğiz sevgilimle.. Heyecanı hepimizi sardı şimdiden...Her haftasonu alışverişe vs gidişimizde bir eksiğimizin daha tamamlanıyor olması ne kadar mutluluk verici anlatamam.. Bu heyecanıma ortak olan ve desteklerini esirgemeyen tümm sevdiklerime teşekkür ederim..
Annemle şükrediyoruz ki elişi türündeki çeyizlikler yıllar öncesinde hazırlanmış.. Anacığımın göznuru hepsi..:)) Bende bir takım eklemeler yaptım ve tamamladık:) Bugün de sizlere benim ve annemin elinden olan ve de hediye gelen birkaç modeli paylaşacağım:))
İlk model yukarıda da bir örneği olan yeşil lizözüm, annem tam bir ayda örmüştü ben lise son sınıftayken...
İkinci modelim bir şal, bu şalı ben ördüm:))
Yakından görmek isteyenler için ikinci kare;
Sıradaki çok sevdiğim bir akrabamızın hediyesi, ben kendisinin kızına bir takım havlu kenarları yapmıştım kendisi de sağolsun bana bu gelin şalını ördürmüş, kesesine bereket Fetiye Teyzemin..
Diğer bir örneğim yine kendi elimden basit bir tığ işi yelek.. İp olarak bebe yünü kullandım:)
Yeleğin alt kısmının fotoğrafı;
Sırada ki örnek te yine benim elimden çıkma yaklaşık 25 günde örmüştüm üstten başlamalı bir yelek;
Yeleğimin boydan görünüşü;


Sıradaki örnek ise yengemin hediyesi, 2008 yılının kurban bayramında son gebzeye gidişimdi o zaman örmüştü sağolsun:))
ve son olarak anneciğimin ellerinden çıkma çok güzel bir yelek:))

daha birkaç tane daha var kayınvalidemin hediye ettiği yelekler felan ama onlarda başka sefere artık:)) Kızına çeyiz yapmak isteyenlere, hediye yapmak isteyenlere veya kendine yapmak isteyenlere bir öneri, bir fikir olması ümidiyle..
Mutlu hafta sonları dilerim..


25 Kasım 2010 Perşembe

Elmalı Kurabiye

Merhabalar :))
Yağmurlu ve soğuk geçen bu günde ben tatlı şeyler yapma isteğimi köreltip ana yemek ve salatalara yöneldim ve bugünün ardında patlıcanlı köfteler ve fırında karnıbaharı bıraktım:)) Onların tarifleri önümüzdeki günlerde gelecek:))
Bugün ise hoşgeldin kahvaltısındaki elmalı kurabiyelerin tarifini vereceğim...:)) Annemin en güzel tariflerinden hem bir klasik hem de vazgeçilmez bir lezzet arşivimde olmalı diye düşündüm:))
İşte kurabiyelerimiz..

Malzemeler:
3  adet elma
1,5 çay bardağı sıvıyağ
125 gr. margarin
1 pk. kabartma tozu
2,5 çay bardağı yoğurt
1 çay kaşığı tarçın
1 çay kaşığı şeker
Aldığı kadar un
Üzeri için:
Pudra şekeri

Yapılışı:
Elmalar rendelenip yağsız tavada şeker ve tarçınla pişirilir.
Yarım paket margarin oda sıcaklığına getirilip elle ezilir ve diğer malzemeler eklenip yoğrulmaya başlanır. Azar azar un ilavesi ile kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edilir.
Elde edilen hamur dört eşit parçaya bölünüp her parça merdane ile orta kalınlıkta açılır ve sekiz eşit parçaya bölünür..

Her bir parçaya iç malzemeden paylaştırılıp geniş tarafından yuvarlanarak rulo haline getirilir.
Rulolar yağlı kağıt serili tepsiye sıralanıp önceden ısıtılmış 175 derecelik fırında pişirilir ..
Soğuduktan sonra üzerine pudra şekeri elenip servis edilir..

Afiyet bal şeker olsun...

24 Kasım 2010 Çarşamba

İtalyan Otlu, Biberli Parmak Tavuk

Merhabalar :))
Soğuk yağışlı ama herşeye rağmen güzel bir günün hardından yine burada olmak çok güzel:))
Bu gün sizlerle tavuklu bir tarif paylaşacağım.. Sevgili Aylinciğimin başlattığı beyaz etli tarifler dizisine bende katılıyorum yani:))
Kotanyi baharatları Carrefour Express ve MM Migros sayesinde Kastamonu ile de buluşu ve dört gözle bekleyen ben çeşit çeşit baharatların arasında kayboldum:)) İtalyan otları, ızgara harçları, değirmenli karabiberleri, karamel ve vanilya şekeri, tarçınlı şeker karışımı, çikolata parçacıkları ve kalitesi ile bizi bizden aldı resmen:)
İtalyan otları ile bir ekmek denemem de oldu ama bugün ilk denemem olan tavukla başlıyorum:))

Malzemeler:
500 gr. kemiksiz tavuk göğsü
2 adet kuru soğan
2 adet kırmızı biber
1 tatlı kaşığı KOTANYI İtalyan Otları Karışımı
Tuz, karabiber, tatlı kırmızı toz biber
1 çimdik köri

Yapılışı:
Tavuk etleri parmak parmak doğranıp teflon tencerede çok az sıvıyağ ile sotelenmeye bırakılır. Soğanlar piyazlık doğranıp suyu çekilen tavuğa eklenir, kavrulur.. Mini mini doğranan kırmızı biberler tavuklu karışıma ilave edilip, tuz, karabiber, tatlı kırmızı toz biber ve italyan otları karışımı ile buluşturulan tavuklar orta ateşte pişmeye bırakılır.
Piştikten sonra spagetti ve patates kızartması ile beraber sevis edilir..

Afiyet bal şeker olsun:))

23 Kasım 2010 Salı

Hoşgeldin Kahvaltısı ve Dereotlu Zeytinli Poğaça

Merhabalar sevgili dostlar:))
Öncelikle tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlamak istiyorum:)) Benim için tüm öğretmenlerim çok değerlidir ama iki tanesi var ki çok çok önemli hayatımda..
Birincisi; ilk okul öğretmenim; Kıymetli Bircan Öğretmenim.. Hayata ilk adım attığım günlerde ilk okul yıllarımda bana paylaşmayı, konuşmayı, yürümeyi, koşmayı, saygıyı öğreten her daim saygı duyduğum ve de duyacağım en kıymetli insanlardandır.. Zira ortaokula geçtiğimizde öğretmenimiz okuldan ayrılmıştı, hem onunla olamayacağımız hem de gittiği içinarkadaşım Serap ile çok ağlardık.. Hatta msn de konuşurken de arada hatırlayıp gülüyoruz..
İkincisi ise lisedeki Pınar Hocam, tüm özel yaşamımı, en içerlerde sakladığım sırlarımı anlattığım, beraber servise bindiğim, sabah gazeteleri okuduğum, geometriden zayıf not aldığımda yüzüne bakamadığım, telafi için deliler gibi çalıştığım, liseden mezun olurken bana "hanımefendiliğinden hiçbirşey kaybetme ödün verme" diye öğütleyen yegane bir insandır..
Bir gün değil her gün onların günü, canı gönülden kutlu olsun..
Efendim bugünün diğer konusu ise hoşgeldin kahvaltısı, biliyorsunuz ki bayramdan önce babam ve kardeşim gümüşhaneden döneceklerdi bende onlara nefis bir sofra hazırlayacaktım bahsetmiştim...
İşte o sofra şimdi burada sizlerle buluşuyor..
Bakınız..
Soframızda;
Elmalı Kurabiye
Patatesli ay çöreği
Ispanaklı kaygana
Dereotlu zeytinli poğaça
Badem unlu mozaik kek
Mercimek köftesi
ve kahvaltılıklar vardı..:))

ve bu sofradan dereotlu zeytinli poğaça;

Malzemeler:
5 su bardağı un
1 çorba kaşığı toz maya
1 tatlı kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay bardağı sıvıyağ
2 yumurta akı
Aldığınca ılık su
1 tutam dereotu
1 çay bardağı çekirdekleri çıkartılmış zeytin
Üzeri için:
2 yumurta sarısı
Haşhaş tohumu

Yapılışı:
Un bir kaba elenip üzerine tuzu eklenip karıştırılır ortası havuz şeklinde açılıp maya ve toz şeker eklenir, üzerine biraz sıcak su eklenip mayalanmaya bırakılır. Yaklaşık beş dakika sonra yumurta akları, sıvıyağ ve ince kıyılmış dereotları eklenip iyice yoğrulur ve üzerine nemli bir bez örtülerek 2 saat dinlendirilir.
2 saatin sonunda hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparılıp arasına birer adet zeytin paylaştırılıp yuvarlak şekil verilir..Yağlı kağıt serili tepsiye sıralanan poğaçalar 20 dakika kadar tepside mayalandırılıp üzerleri yumurta sarısı ve haşhaş tohumu ile kaplanır önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında kızarıncaya kadar kapağı açılmadan pişirilir..

Afiyet bal şeker olsun:))

22 Kasım 2010 Pazartesi

Kuzulu Bayram Pastası


Merhabalar sevgili dostlar:))
Öncelikle hepinize birbirinden güzel dilek ve tebrikleriniz için teşekkür ederim... Zira hayatımdaki her türlü vakayı burada sizlerle paylaşmak çok hoşuma gitmekte:)) Hele ki bu düğün telaşesi olunca, ve de benim içim kıpır kıpır olunca:)) Daha önümde çok zaman olsa da günler akıp geçiyor:))
Ben bugün sizlerle kurban bayramı için yaptığım pastamı paylaşacağım:)) Kurabiyelerinin tarifini sevgili Serap Hanım' dan almıştım.. Tarifini vereceğim bir kaç gün içerisinde:)) Aslında bloğumda zamanla deneyip beğendiğim pasta ile alakalı kesin tariflerimle ilgili bir kategori yapmak istiyorum fotoğraflamaya başladım yaptıkça genişleteceğimm:))Şimdilik sizleri pastam ile başbaşa bırakıyorum..

Malzemeler:
Kuzu kurabiyeler
Vanilyalı pastacı kreması
1 adet sade pandispanya
Islatmak için; mandalinalı gazoz
Kuru meyve şekerlemesi
Muz, antep  fıstığı
2 paket sade krem şanti

Yapılışı:
Pandispanya iki eşit parçaya bölünüp gazozla ıslatılır, krema çikolata, şekerleme ve meyvelerle birleştirilip ara katlar hazırlanır.. En son ikinci kek parçası kapatılıp sade krem şanti ile kaplanan pastanın üzeri toz fıstıkla kaplanıp üzerine kuzular yerleştirilip buzdolabında bir gece dinlendirilen pasta dilimlenerek servis edilir..

Afiyet bal şeker olsun:))

21 Kasım 2010 Pazar

Bayram Dönüşü Salçalı Biftek



Merhabalar sevgili dostlar..
Uzun ve nefis bir tatilin ardından çok şükür bloğumun başına geçebildimm:) Ara ara cep telefonundan bağlanıp yorumları okuyordum ama bilgisayarımın başına geçemediğimden ne ziyaret yapıyor ne de post yayınlıyordum:))
Bayram tatili benim için bol gezmeli, yemeli içmeli, alışverişli, muhabbetli, şekerli, tatlılı, etli, kavurmalı, kavuşmalı buluşmalı geçti..
Beni üzen tek şey ise sevgili Şükran Ablamın kapıma kadar gelip beni bulamamış olması:( çok üzüldüm bayramın ikinci günü kurban telaşesini neticelendirmiş ve ziyaretlerimizin bir bölümünü eda etmiştik haliyle evde değildik.. Ablacığım gelmiş beni bulamamış kısmet bir dahaki gelişine inşallahh..
Başka bir güzel gelişme ise benim için çok önemli birşey tabiiki cumartesi günü eşyalarımızı aldık şuanlık mağazada bekliyorlar ama artık bizim oldular:)) Allahım bugünleri gösterdi inşallah hayırlısı ile evimizi kurmayı da gösterir...Çok çok mutluyuz:)) Rabbim hep daim etsin mutluluğumuzu sadece bizi değil hepimizi birden:))
Öte yandan akrabalarımız geldiler istanbuldan bayram sebebi ile bizim buralar pek bir neşelendi doldu taştı... Kocaman bayram sofralar, muhabbetler, telaşlar, gülüşmeler tıpkı "eski bayramlar" gibi oldu:))
Her daim tüm günlerimiz bayram günü gibi geçsin diliyorum..
Tüm dostlarımın, kardeşlerimin, ablalarımın geçmiş bayramını bir kez daha kutluyorum..
Bayram sonrası tariflere etlerle başlayayım istedim... Malum kurban bayramını geçirdik..
İşte salçalı biftek..

Malzemeler:
500 gr. biftek
15 adet arpacık soğan
2 çorba kaşığı salça
1 çorba kaşığı tereyağ
Tuz, karabiber
Etlerin üzerini örtecek kadar sıcak su
Kızartmak için sıvıyağ

Yapılışı:



Bifteklik etler et döveceği ile hafif inceltilip tavada çok az yağ ile hafif kızartılır.
Geniş bir tencerede 1 kaşık tereyağı eritilip, salça ilave edilir ve kavrulur. Sıcak suyu eklenip etler suyun içine yatırılır. Arpacık soğanları atılıp baharat ilavesi yapılır ve pişmeye bırakılır.

Afiyet bal şeker olsun:))






14 Kasım 2010 Pazar

İyi Bayramlar :))


Mutlu Bayramlar Diliyorumm Herkese...:))

Bayramınız tatil niyeti ile değil, bayram niyeti ile geçsin..

Kurban Kesilsin, Kesemeyenlere dağıtılsın, fazla ipin ucunu kaçırmadan etlerden yenilsin..
Kurban Kavurması piştikçe misafirler kapıda biriksin, kocaman sofralar kurulup sımsıcak muhabbetler edilsin..

Eller öpülsün, dargınlar barışsın, akrabalar kucaklaşsın, çikolata tutulsun, harçlıklar verilsin, tatlılar yenilsin..

En kötü günümüz böyle olsun denilsin...

Her gün bayram günü gibi şen kahkahalarla bitsin..

Bayramınız mübarek, kurbanlarınız kabul olunsun..
(Amin)

12 Kasım 2010 Cuma

Mandalinalı Haşhaşlı Kek

Merhabalar sevgili dostlar..
Bu satırları yazarken inanılmaz bir heyecan içerisindeyim.. Sebebi ise kardeşim ve babam 15 günlük aradan sonra nihayet yuvaya dönüyorlar.. Takriben gece üç dolaylarında burada olacaklar ve ben heyecanla beklemekteyim..
Beklerken de sizleri düşünmekteyimm ve bu haftanın son tarifini eklemekteyim.. Haftasonum bir çoğunuz gibi alışveriş ve bayram hazırlıkları ile geçecek..
Kavuşmalar, sevinçler, heyecanlar, tatlılar, tuzlular, etler, kavurmalar ve de mutluluklar içinde bir bayram diliyorum herkese..
Malzemeler:
2 adet yumurta
100 gr. margarin
2 su bardağı şeker
2 su bardağı un
1 pk. kabartma tozu
1 pk. vanilin
Yarım su bardağı haşhaş tohumu
1 su bardağı mandalina suyu
1 çorba kaşığı yoğurt

Yapılışı:
Eritilip soğutulmuş margarin içerisine şeker ve yumurta sarısı eklenip iyice çırpılır.
Mandalina suyu, kabrtma tozu, vanilin ve un sırasıyla karışıma eklenir.
Yumurta aklarına bir tutam tuz eklenip kar haline getirilir ve karışıma eklenir.
En son haşhaş kek harcına eklenip harmanlanır ve yağlanıp unlanmış kalıba (24. cm. lik küçük boy borcam) dökülüp önceden ısıtılmış 175 derecelik fırında pişirilir..

Afiyet bal şeker olsun..

10 Kasım 2010 Çarşamba

Yalancı Çarşaf Böreği


Merhabalar sevgili dostlar..
Bu hafta bayram ikramları haftası dedim, böreklerde vazgeçilmez ikramlarımız olduğundan bir de sevgili Serap Hanıma hazırladığım tariflerden biri olduğundan bu yalancı börekle başbaşa bırakıyorum sizleri..
Esinlenmeyi lezzet dergisinin ekim ayı börekler çörekler ekindeki kapak böreğinden yaptım:)) Gayette güzel oldu.. Bu yalancısı amma nasipse sahisini de yapacağım bayrama:))
İşte tarifimiz..

Malzemeler:
20 kat baklava yufkası
125 gr. tereyağ
İç malzemesi:
300 gr. kıyma
2 adet kuru soğan
bir tutam maydonoz
Tuz, karabiber, kekik

Yapılışı:
öncelikle iç malzemesi için; soğanlar yemeklik doğranıp az sıvıyağda kavrulur ve kıyması eklenip kavurmaya devam edilir.. Kıymalar suyunu çektikten sonra ince kıyılmış maydonozlar ile tuzu, karabiber, kekiği eklenip harmanlanır ve ocaktan alınıp soğumaya bırakılır..
Tereyağı eritilip soğutulur ve yufkadan iki kat alınıp üzerine tereyağ gezdirilir..Kıymalı içten iki kaşıık serilip oklava ile rulo haline getirilip büzdürülerek oklavadan çıkartılır ve yuvarlak form vererek tepsiye döşenir.. Yufkalar ve iç malzeme bitene kadar aynı işlem tekrarlanıp en son böreğin üzerine sıvıyağ-tereyağ karışımı gezdirilip önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında pişirilip, dilimlenerek servis edilir..

Afiyet bal şeker olsun.. :))

8 Kasım 2010 Pazartesi

İkramlık Çikolatalı Milföyler


Merhabalar sevgili dostlar :))
Bugün sizler ile  hazırlarken evin her yerini mis gibi çikolata kokusu saran kolay ama gözleri doyuran harika birşey paylaşacağımm:))
Annem artık sizlerle baya bir haşır neşir olduğundan "yalancı tarifler etkinliğine gitsin bu tarifin" dedi anne dedim "neyin yalancısı ki bunlar??",  "Hani" dedi "yapmaya korkuyosun ya makaronlar var onlara benzediler" dedi..Yok dedim olmaz diğer etkinliğe gitsin..Oraya hiç tarif yollamadık.. ve karar verdik ki tarifimiz sevgili Güloanne' nin ev sahibeliğini yaptığı "milföylü tatlar" etkinliğine gidiyor..
Bayram ikramları için basit ama şık bir öneri diye düşünüyorum..

Malzemeler:
8 yaprak milföy hamuru
Kreması için:
200 gr. sütlü çikolata
3 su bardağı süt
50 gr. tereyağ
2 çorba kaşığı nişasta
1 çorba kaşığı un
1 tatlı kaşığı pirinç unu
1 pk. vanilin
Yarım su bardağı toz şeker
Üzeri İçin:
Hazır çikolata sos

Yapılışı:
Öncelikle kreması için; tereyağının yarısı ve çikolatalar benmari usulü eritilir..
Küçük bir tencere içerisine süt, nişasta, şeker, pirinç unu ve un eklenip karıştırarak pişirilir.. Kaynama noktasına geldiğinde tereyağının kalan yarısı ve vanilin eklenir, karışımda harmanlanıp erimiş çikolata katılarak bir iki taşım daha kaynatılıp bir kenara alınır, iyice soğutulur..
Milföy hamurları iyice yumuşatılıp karıştırılarak iyice yoğrulur, merdane ile açılıp çay bardağı ile kesilir..Yağlı kağıt serili fırın tepsisine alınıp önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında 15 dk. pişirilir..
Fırından çıkıp soğuyunca ortadan profiterol gibi ikiye bölünüp, arasına krema torbasına doldurulan çikolatalı krema sıkılıp kapatılır..
Tüm yuvarlaklara aynı işlem uygulanıp ikramlıklar hazır çikolata sos ile süslenerek servis edilir..

Afiyet bal şeker olsun..

7 Kasım 2010 Pazar

Ispanaklı Kek / Pasta


Merhabalar sevgili dostlar :))
Çooookkk güzel bir haftasonu geçirdi yine bu kardeşiniz ve o enerjiyle geçti bloğunun başına:)) Hergün biraz daha ilerletmeye çalışmaktayım bloğumu var olanlar yetmiyor bana.. Çok aç gözlü değilim ama istiyorum ki güzel yerlere gelsin..
Yaklaşık 1,5 yıldır içinde bulunduğum blog hayatı hem çok güzel dostluklar, hem yeni tecrübeler hem de hayatımın bugünü ve yarınına dair birçok kulak küperi kazandım..Seçtiğim dostlarımın her yazısını "sadece yorum yazmak" için değil kendime de birşeyler katmak için okudum.. Gerek hayat kültürümü, gerek se mutfak kültürümü geliştirdim, geliştirmeye de devam ediyorum..
Bunları niye söylüyorum?
Cevabı sadece içimden gelmiş olması, bu çabamı, içimde sakladığım duygularımı her daim olduğu gibi yine bloğumu satırlarına dökmek istedim.. Eminim ki biryerlere ulaşacak kalbimi anlayacak gönül dostları ile buluşacak..
Bu haftaya hem tatlı başlıyorum hem de tatlı devam ettireceğim.. Sebebi ise bayram haftası oluşu.. Haftaya pazartesi Arefe biliyorsunuz , ben de istedim ki bu haftann açılışı da kapanışı da tatlı olsun:))
Geçen cumartesi hazırladığım soframın baştacı ve  benim için en yeni mutfak deneyimlerinden olan Ispanaklı Kekimi paylaşıyorum sizlerle...Ispanakları bizim bahçeden bakın :))

Tarifi kekevi bloğundan adapte ettim..

Malzemeler:
3 yumurta
1,5 su bardağı şeker
250 gr ıspanak
3/4 su bardağı sıvı yağ
2 su bardağı elenmiş un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
Üzeri İçin:
2 paket krem şanti+ 1 su bardağı süt
Çekilmiş antep fıstığı

Yapılışı:
Ispanaklar yıkanıp çok az yağ ile hafif kavrulup ocaktan alınır.Mikserden geçirilip, 3/4 su bardağı sıvıyağ da eklenerek bir iki tur daha mikserden geçirilip bir kenara alınır.
Yumurtalar ve şeker mikserin yüksek seviyesinde yaklaşık 3-5 dk. çırpılır ve ıspanaklı karışıma eklenir.
Sırası ile un, kabartma tozu ve vanilin de eklenip harmanlanır ve elde edilen kek karışımı yağlanıp unlanmış büyük boy borcam kalıba dökülür..
Önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında pişirilir..
Pişip soğuyan kek üzeri çırpılmış şanti ile kaplanıp çekilmiş fıstık ile süslenir ve dilimlenerek servis edilir..

Afiyet bal şeker olsun:))




6 Kasım 2010 Cumartesi

Yazdan Kalma Günler ve Kuzinede Ter Ekmek

Merhabalar:))
Mutlu haftasonları dilerim herkese...:))
Mis gibi ter ekmek yaptım bugün sizleree:)Ter ekmek nedir ? Aslında bilindik lavaş ekmeği..Ama bizde ter ekmek derler... Babam hep anlatır rahmetli babannem her kurban bayramında iki arada bir derede yapar kurban kavurmasını ter ekmeklere sarıp ikram edermiş tabii mis koyun yoğurdundan ayranla.. Babam istanbulda doğup büyümüş olmasına rağmen köy yaşantısının içinde imiş istanbulda.. Çeliktepeyi bilirsiniz eski evler vardır halen plazaların eteğinde:)) İşte oralarda geçmiş çocukluğu.. Bazen canı çeker yaparız, haydi der yak bakalım şu kuzineyi, hazırla hamurunu..Ben açarım merdanemle o pişirmeye geçer hep anılarını canlandırır.. Sıcak sıcak yemek isterken babannemden ellerine, başına yediği oklavaları güle güle anlatır.. Gözleri uzaklara dalar sonra haydi derim bende pişti ekmeğin..
Bugün babam yanımızda olmasa da bayramda yapmaya söz verdim tabii ki... Ama annemle kahvaltımıza renk katalım dedik babamsız yaptık ter ekmeğimizi...
Sadece bununla kalmadı bugünün hikayesi elbet...Devamı nasıl mı.. İşte böyle;
Yazdan kalma günler yaşıyoruz bu günlerde.. Bugün de böyle başladı benim için pırıl pırıl bir güneşle uyandık evimizin dört yanı güneş aldığından her köşesine sinmiş sımsıcak ışıkları...
Tabii durmadan atıverdim kendimi sokağa, annem uyuyordu.. İlk gözüme çarpan yan taraftaki yonca bahçemizin otları oldu.. Hafif çiğ ıslaklığı ile güneş ışıklarının pırıl pırıl yansıdığı otlar tam objektifime göre idi..
Sonra hayvan sahibi komşularımız yavaş yavaş çıktılar sokaklara, anneciğim de uyandı bu arada, bizim yaramazların havlama sesleri ile yine sokağa çıktım ufacık boyları ile kocaman inekleri kovalıyorlardı:))
Sonra yoruldular tabii dayanamadı minik bedenleri o tempoya:) Uyudular..
Onlar uyurken biz acıktığımız için kolları sıvadım tabii yaktım kuzinemizi, hava sıcak ta olsa onun sıcaklığı hiç fazla gelmiyor insana..
Kuzine soba yanıp mis gibi çam meşe kokularını yayarken ortalığa ben;
2 su bardağı un
1 tatlı kaşığı tuz
1 yumurta
1 paket instant maya
Aldığınca ılık suyu karıştırıp yumuşak kıvamlı bir hamur elde ettim.. Sonra hamurdan yumurta gibi parçalar kopardım merdane ile unlayarak servis tabağından biraz büyükçe açtım...
Elde ettiğim ter ekmeğimi kuzine sobanın üzerine yerleştirdiğim sacın üzerinde arkalı önlü pişirdim...
Güneş gökyüzünde pırıl pırıl parlarken bizde annemle kuzinemizin sıcağında miss gibi kahvaltımızı etiik...

ve gün sona ererken bir kez daha şükrettik.. Ne güzel bir gündü dedik.. Sımsıcak evimize kapandık...
Hepinize mutlu hafta sonları diliyorum...
Sevgilerimle..

4 Kasım 2010 Perşembe

Kesme Çorbası ve Çorbalık Hazırlama Macerası


Merhabalar :))
Kucak dolusu sevgiler, selamlar, lezzetler sizlere benden:)) Çok beğeneceğinizi düşündüğüm bir yazımla karşınızdayım bugün..
Bir ana kız düşünün şimdi..
Mutfaklarına öğleden sonra güneşi tüm kuvveti ile yansımış kızıllığına hayran hem anası hem kızı..
Anası kuzineyi yakıyor, kızı hamur yoğuruyor..Unu eliyor tahtadan yapılmış eleği ile kabına ve  açıyor ortasını elleri miss gibi un kokusu, tuzla harmanlıyor ununu.. Bir yumurtayı bırakıyor içine sonrada sıcak suyunu. Yoğuruyor yoğuruyor.. Anası yakmış kuzineyi.. Çıtırtıları çam çırasınınhem kokuyor hem yanıyor için için.. Duman koklamak bile hoşlarına gidiyor.. Dumanı bile bir hoş kokuyor dışarıda çünkü..Kuruluyor yer sofrası köy örtüsü serilip yere.. Kızı başlıyor beze yapmaya patates büyüklüğünde anacığı açıyor unlaya unlaya oklavası ile..Kızı oklava ile küs ya ne yapsın... Kızı unu serpiştiriyor anacığı açıyor..Güneş ışığına yansıyan un zerrecikleri ve hamurunun kokusu anacığının kokusu..Missss gibi..
Anacığı açıyor kızı alıp diğer tarafa kesiyor kare karebol bol unla buluşturup bir güzel seriyor tepsilere.. Sonra kurutuyorlar onları güneşte üstüne örterek bembeyaz tülbentleri..

Sonra elleri ile diktikleri bez keselere dolduruyorlar.. Kışın soğuğunda el emeğinin sıcağını çeksinler diye içlerine...
Şimdi o anacığın o kızı sizlere bir seferliğin tarifini verecek...Tadı damaklara, kokusu ruhlara iyi gelecek.. Şifasını mevla verecek, kullarda ona biiznillah şükredecek....
İşte böyle canlarım, anacığımla beraber yaptık kesmelerimizi, ilk çorbasını da pişirdik üstüne tereyağ gezdirdik.. Şimdi sıra paylaşmasında sizlerle..









Malzemeler:
5 su bardağı un
1 yumurta
1,5 tatlı kaşığı tuz
Aldığınca ılık su
Sosu için:
3 diş sarmısak
Tereyağı
1,5 su bardağı yoğurt
Haşlamak İçin:
Kaynar su

Yapılışı:
Öncelikle kesmeleri hazırlamak için un yoğurma kabına elenip tuz eklenerek harmanlanır, ortası havuz şeklinde açılıp yumurtası kırılır ve ılık su ilavesi ile sert bir hamur yoğrulur..Elde edilen hamur iri iri bezelere ayrılarak oklava ile açılabildiği kadar açılıp üzeri bol bol unlanarak şerit şerit kesilir, eldeki şeritler de kare kare kesilip yine bol bol unlanarak tepsilere yayılır..2-3 gün kadar üzerine temiz tülbent bezi örtülüp kurutulur.

kuruyan hamurlardan 2 su bardağı kadarı alınıp (kişi sayısına göre çoğaltılabilir) kaynar suda makarna haşlar gibi suyuna çok az sıvıyağ ve tuz eklenerek haşlanır. Sonrasında ocaktan alınıp ılınması beklenir..
Bu esnada yoğurdun içine sarmısaklar havanda dövülüp eklenir ve parmak dayanacak kadar ılınan çorbaya hızlıca karıştırarak eklenir..

Üzerine kızdırılmış tereyağı ve karabiber gezdirilen çorbamız servise hazırdır..

Afiyet bal şeker olsunn :))

Mercimek Köfteli Kus Kus Salatası ve Kanlıca Mantarı Kızartması


Merhabalar canlar:))
Kasım ayında olsak da pırıl pırıl yazdan kalma günler yaşıyoruz, geceler çok aşırı soğuk, gündüzler baya bir sıcak haliyle iyileşemiyoruz.. Ama gün ışığının pırıl pırıllığı benim iliklerime işliyor:)) Sizin de iliklerinize kadar ısınacağınız sımsıcak hissedip gülümsemelerinize yansıtacağınız mutlu mesud günler diliyorumm:))
Dün hiçbirinizi ziyaret edemedim çünkü canım anneciğim bilgisayarın güç kablosunu söküp saklamıştı:))evet tam olarak böyle oldu:))Bugün daha iyi olduğum ve sesim kısmen çıkmaya başladığı için ikna ettimm:))
Bugün sizlerle cumartesi soframdaki nefiss bir lezzet olan salatamı ve kanlıca mantarı kızartmamı paylaşacağımm..
Salatam mercimek köfteli çok değişik ve de çok güzel bir aroma kattı salatama:) Öneririm deneyiniz:))

Malzemeler:
Yarım paket kuskus
1 kase dolusu susuz yoğurt
2 diş sarmısak
3-4 adet kornişon turşu
2 domates
1 salatalık
1 tutam maydonoz
Tuz, zeytinyağı, sumak
Tabanı için:
15 adet mercimk köftesi

Yapılışı:
Kuskuslar haşlanıp bir kenara alınır. İyice süzüldükten sonra derin bir kap içine alınıp üzerine havanda dövülmüş sarmısakla karıştırılmış yoğurt eklenip hafifçe karıştırılır.
Domatesler, salatalıklar ve turşular küp küp doğranıp, maydonozlar ince ince kıyılıp karışıma eklenir. Üzerine tuz ve zeytinyağı ile sumak gezdirilip harmanlanır..
Mercimek köfteleri srvis tabğının altına ezme yapılıp serilir ve salata karışımı ezmenin üzerine dökülür.. Üzerine zeytinyağı gezdirilip servis edilir..

Kanlıca Mantarı kızartması da oldukça basit güzelce yıkanıp kuruması beklenen mantarlar kızgın yağda patates kızartır gibi kızartılıp çıtır çıtır servis edilir..

Afiyet bal şeker olsunn..:))